Bu çalışma, Coralie Fargeat’ın “The Substance” filmini, çağdaş sinemada varoluşsal kaygının temsili bağlamında psikanalitik bir yaklaşımla incelemektedir. Araştırma, Freud, Jung ve Lacan’ın kuramsal çerçeveleri ışığında, filmin karakterlerinin bilinçdışı dinamiklerini, iç çatışmalarını ve kimlik bunalımlarını nasıl sinematik bir dile dönüştürdüğünü analiz etmektedir. Nitel bir yöntem olarak benimsenen semiyotik analiz aracılığıyla, seçilmiş sahneler, görsel motifler ve anlatı yapıları incelenmiştir. Bulgular, filmin, bireyin ölümlülük ve anlamsızlık karşısında duyduğu varoluşsal korkuyu; beden, toplumsal normlar ve özgün benlik arayışı arasındaki gerilim üzerinden güçlü bir biçimde yansıttığını ortaya koymaktadır. Anlatı, karakterleri salt fizikselliğe indirgenmiş bir varoluşun getirdiği içsel boşlukla yüzleşmeye zorlamaktadır. Bu süreç, benliğin parçalanışı ve yeniden inşasına dair dönüştürücü bir hesaplaşmaya işaret eder. Çalışma, nihayetinde, “The Substance” özelinde sinemanın, bilinçdışı süreçleri ve varoluşsal bunalımları somutlaştırarak çözümleyebilen etkili bir psikanalitik araç işlevi görebileceğini öne sürmektedir. Bu analiz, beden merkezli bir varoluşun yarattığı kaygıyı anlamak için sinema ve psikanaliz arasındaki verimli diyaloğu vurgulamaktadır.
Varoluş sancısı Gelecek kaygısı Dünya ağrısı Benlik algısı Beden algısı.
This study conducts a psychoanalytic examination of Coralie Fargeat's "The Substance," analyzing its representation of existential anxiety within contemporary cinema. Framed by the theoretical lenses of Freud, Jung, and Lacan, the research investigates how the film translates its characters' unconscious dynamics, internal conflicts, and identity crises into a cinematic language. Employing semiotic analysis as a qualitative method, the study interprets selected scenes, visual motifs, and narrative structures. The findings reveal that the film powerfully reflects the existential dread individuals face in confronting mortality and meaninglessness, articulated through the tension between the body, societal norms, and the pursuit of an authentic self. The narrative forces its characters to confront the inner void of an existence reduced to mere physicality. This process signifies a transformative reckoning with the fragmentation and reconstruction of the ego. Ultimately, this analysis posits that cinema, as exemplified by "The Substance," can function as an effective psychoanalytic tool for concretizing and deciphering unconscious conflicts and existential anxieties, highlighting the productive dialogue between film and psychoanalysis in understanding body-centric existential dread.
Existential pain Future anxiety World pain Self-perception Body perception.
| Birincil Dil | İngilizce |
|---|---|
| Konular | Radyo-Televizyon |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 30 Ekim 2025 |
| Kabul Tarihi | 21 Aralık 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 25 Aralık 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 18 Sayı: Sinema Özel Sayısı |