Batı'ya hükümran özne konumunu sağlayan söylemsel dinamikler ve Batı'nın ötekinden dolayımla kendini, kendisine ve dışarıya kültürel olarak nasıl temsil ettiği, kendi/öteki, içerisi/dışarısı, ait olan/ait olmayan ayrımcılığıyla, ötekini, dışarısını, ait olmayanı tehdit olarak görmesi ve göstermesiyle, ayırıcı ölçütlere göre belirlemesiyle ve basmakalıplaştırmasıyla tanımlanmaktadır.
Orta Çağ'da içeriye veya dışarıya ait olma, din tarafından düzenlenmiştir. Endüstrileşme ve kolonicilik çağında ise, ırk ayrımcılığı belirleyici olmuştur. 19. ve 20. yüzyılda, içerisi/dışarısı ayrımında halk/ulus kavramı öne geçmiştir. 20. yüzyılın sonunda modern devletler kendi ve yabancı arasındaki ayrımı kültürel farklılıklara dayandırmışlardır. 21. yüzyılda ise, halklar arasındaki en önemli farklılıklar artık ideolojik, politik ya da ekonomik değil, dinlerin belirlediği kültürel farklılıklardır. Emperyalist amaçlarını sürdürmek isteyen kapitalist zihniyet, Hıristiyan Batı'ya, Müslüman Doğu'yu tehdit olarak işaret etmekte ve yeni çıkarları için meşru bir zemin sağlamaya yönelik planlarını uygulamaktadır.
Küresel haber medyası, ötekini, dışarıdakini, ait olmayanın imajını sürekli çatışma ve kalabalık kitleler halinde, tehdit unsuru olarak algılatacak imgeyi oluşturacak şekilde temsil ederek, potansiyel tehlike olarak göstermektedir. Böylece dünyayı tekrar iki kutupluluğa iterek, küresel medya propagandası ile Hıristiyan-Batı/Müslüman-Doğu ayrımcılığını inşa etmekte ve emperyalist amaçlarını meşrulaştırmak için küresel kamuoyu oluşturmaya çalışmaktadır.
Küreselleşme; küresel medya; etnomerkezcilik; Hıristiyan Batı/ Müslüman Doğu karşıtlığı
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Derleme Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 19 Kasım 2013 |
Gönderilme Tarihi | 6 Aralık 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2008 Cilt: 5 Sayı: 2 |