The most important asset of the animation art is the character produced by the animation artists. Characters are direct representatives with whom the audience communicates emotionally while watching an animated movie. A visual communication with the audience is attempted with the created characters. At the same time, these characters have taken the place of real actors today. It is possible to see examples of the characters of the animation art in almost all cinema productions. These characters sometimes appear before the audience in the form of a monster, a rodent, a princess, or a car. In short, they have turned into images that enrich the imagination of the human being, which do not exist in reality but are perceived as real in the perception of the audience. The most difficult and troublesome place is the character production stage and the formation of the personality connected to the story. The most important problem in the art of animation is that the actions of the animated characters convey a thought and emotions and empathy. The process of creating empathy in the art of animation appears as a very important problem for the animation artist. In this study, the relationship between character phenomenon and empathy in the art of animation was questioned and tried to be analyzed by associating it with the intentionality theory. In addition, the characters in the films The Lord of the Rings (Peter Jackson, 2001) and Inside Out (Pete Docter, 2015) were analyzed in terms of intentionality and empathy was tried to be emphasized in terms of animation.
Canlandırma sanatının en önemli varlıkları canlandırma sanatçıları tarafından üretilen karakteridir. Karakterler, izleyicinin bir canlandırma filmini izlerken duygusal olarak iletişim kurduğu doğrudan temsilcilerdir. Oluşturulan karakterler ile izleyici ile görsel bir iletişim kurulmaya çalışılır. Aynı zamanda bu karakterler günümüzde gerçek aktörlerin yerini almıştır. Hemen hemen tüm sinema yapımlarında canlandırma sanatının karakterlerinin örneklerini görmek mümkündür. Bu karakterler bazen bir canavar bazen bir kemirgen bazen bir prenses bazen de bir araba formunda izleyicinin karşısına çıkarlar. Kısacası insanın hayal dünyasını zenginleştiren gerçekte var olmayan ama izleyicinin algısında gerçekmiş gibi algılanan görüntülere dönüşmüşlerdir. En zor ve zahmetli yeri karakter üretim aşaması ve öyküye bağlı kişiliğin oluşturulmasıdır. Canlandırma sanatında en önemli sorun canlandırılan karakterlerinin eylemlerinin bir düşünceyi ve duyguları aktarması ve empati kurmasıdır. Canlandırma sanatında empati oluşturma süreci oldukça önemli bir sorun olarak canlandırma sanatçısının karşısına çıkar. Bu çalışmada canlandırma sanatında karakter olgusu ve empati ilişkisi sorgulanmış ve yönelimsellik kuramı ile ilişkilendirilerek çözümlenmeye çalışılmıştır. Ayrıca Yüzüklerin Efendisi (Peter Jackson, 2001) ve Ters Yüz (Pete Docter, 2015) filmlerindeki karakterlerin yönelimsellik açısından analizleri gerçekleştirilerek canlandırma sanatı açısından empatinin önemi vurgulanmaya çalışılmıştır.
Canlandırma Sanatı Empati Karakter Yönelimsellik İnsan biçimcilik
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Derleme Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Nisan 2021 |
Gönderilme Tarihi | 29 Ocak 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 14 Sayı: 2 |