Avcı toplayıcı dönem erkek ile kadın arasında iş bölümünün avcı ve toplayıcı olarak gerçekleştiği bir dönemdir. Sürek avına çıkan erkeklere karşın küçük hayvanları avlayan ve yenebilecek bitkileri toplayan kadınlar toplumda bir iş bölümü gerçekleştirmişlerdir. Avcılığın çoğunlukla başarısızlıkla sonuçlandığı düşünüldüğünde bu dönem aslında ailenin gıda temininin çoklukla kadın tarafından karşılandığı bir dönemdir. Kadın toplayıcılığın yanı sıra bakım görevini de üstlendiğinden toplumun aslında en kritik görevleri bu dönemde onlardadır. Bu durumun doğal sonucu olarak da toplum anaerkil bir yapıda sürmüştür.
İnsanların yerleşik hayata geçmesi ve sonrasında da hayvanların ehlileştirilmesi ile birlikte erkekler tarla ve hayvancılık işlerinin büyük bir kısmını kendi üzerine almış dolayısıyla üretim araçları erkeklerin egemenliğine girmiştir. Bu durum kadının aile ve evle ilgilenmesine neden olmuş kadının alanını kısıtlamış ve toplum anaerkil yapıdan ataerkil yapıya bir dönüşüme uğramıştır.
Sanayi Devrimi ile birlikte yeniden üretime katılmaya başlayan kadınlar ataerkil düzen içerisinde kimliklerini yeniden inşa etmeye ve toplumun sosyal yapısında ve düşüncesinde değişiklik yaratmaya aynı zamanda da kendilerine iş hayatında yer açmaya çalışmışlardır. 18. Yüzyıldan günümüze kadar hakimiyetini devam ettiren ataerkil yapı içerisinde kadınların toplumsal, sosyal, ekonomik ve yasal haklarını kazanma mücadeleleri de kesintisiz olarak devam etmektedir. Margaret Atwood The Handmaid’s Tale adlı distopik romanında ataerkil yapı içerisinde kadını, toplumsal cinsiyeti ve kültürel dogmaları ele almaktadır. Roman, Gilead Cumhuriyeti’nde kadının toplumdaki yerini, ataerkil yapıyı ele almakta ve bunun eleştirisini yapmaktadır. Bu çalışmada Atwood’un The Handmaid’s Tale adlı eserinde ataerkil yapının kadına nasıl bir rol biçtiği ve bu ataerkil yapıda kadının nasıl kültürel kalıplar içerisine sıkıştırıldığı detaylı olarak incelenecektir.
toplumsal cinsiyet toplumsal yapı kadın kimliği Margaret Atwood
Back in the old days, the hunting and gathering period shaped the division of labor between men and women, the former being hunters, and the latter gatherers. While men were engaged in battue, i.e. herd hunting, women mostly hunted small animals and gathered plants to share tasks in society. Considering that battue often ended in failure, this period was indeed a time when mostly women covered their family’s food supply. Since women took on the task of care as well as gathering, they essentially had the most critical tasks of society during this period. As a natural consequence of this situation, society had a matriarchal structure.
With the transition to a sedentary life and the subsequent domestication of animals, men took over most of the farming and livestock work on themselves. Thus, the means of production came under the rule of men. This led women to take care of their family and home, and restricted women’s space. Therefore, society underwent a transformation from a matriarchal to a patriarchal structure.
On the other hand, women started to take their place in production again with the effect of the Industrial Revolution. They endeavored to rebuild their identity in the patriarchal order, to create a change in the social structure and thinking of society, as well as to make room for themselves in working life. Yet, from the 18th century onwards, the patriarchal social structure has maintained its dominance. In this social order, women’s struggle for social, economic and legal rights has been continuing without interruption. In her dystopian novel, The Handmaid’s Tale, Margaret Atwood addresses women’s issues, gender and cultural dogmas in patriarchal social structure. The novel investigates the place of women in society in the Republic of Gilead, as well as the patriarchal structure in a critical manner. In this context, this study is designed to explore the type of role that patriarchy casts for women in Atwood’s work, The Handmaid’s Tale, and to elaborate on how women are pressured by cultural patterns in this patriarchal structure.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Kuzey Amerika Dilleri, Edebiyatları ve Kültürleri |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 28 Mart 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |
“Toplum ve Kültür Araştırmaları Dergisi” (J-SCS) sosyal ve beşeri bilimler alanında yapılan özgün çalışmalara zemin hazırlamayı esas alan disiplinler arası bir akademik dergidir. Sosyal ve beşeri bilimler alanında farklı disiplinlerdeki bağımsız bilim insanlarının birlikteliğiyle 2018 Yılında kurulmuş olan derginin bütün sayılarının elektronik formda yayımlanması kararlaştırılmıştır. Derginin resmi ya da resmi olmayan herhangi bir kurum, kuruluş veya grupla bağı yoktur. Derginin yayımlanması için fikirleri ve emekleriyle destek veren bütün bilim insanlarının ortak maksadı sosyal ve beşeri bilimler sahasında çalışanların akademik gelişimlerine katkıda bulunmakla beraber sosyal ve beşeri bilimlerin topluma daha fazla fayda sağlamaları için yeni imkanlar aramaktır.
“Toplum ve Kültür Araştırmaları Dergisi”nin (J-SCS) yayın dili Türkçe ve İngilizce’dir.
“Toplum ve Kültür Araştırmaları Dergisi” (J-SCS) sadece elektronik ortamda www.toplumvekultur.com ve dergipark.org.tr üzerinden yayımlanır, açık erişim politikasını benimser. Dergi Haziran ve Aralık aylarında olmak üzere yılda iki kez çıkar.
Yayınlar için eser sahiplerinden herhangi bir ücret alınmaz, editörlere, yayın kuruluna ve hakemlere ve eser sahiplerine herhangi bir ücret ödenmez. Dergide yayımlanması için iletişim adresine makale gönderen yazarların telif hakkı ile ilgili bu açıklamayı okuyup onayladığı kabul edilir.
“Toplum ve Kültür Araştırmaları Dergisi” birinci yazarı “doktor” veya “doktora öğrencisi” unvanına sahip bütün araştırmacıların çalışmalarına açıktır. Birinci yazarı “doktor” veya “doktora öğrencisi” olan makalelerin ikinci, üçüncü ve dördüncü yazarlarının “doktor” veya “doktora öğrencisi” unvanına sahip olması zorunlu değildir. Bir makalede en fazla dört yazar ismi bulunabilir. Yazım kurallarına uygun olarak hazırlanmış olan makaleler editör incelemesinden geçtikten sonra hakem incelemesine sunulur. Hakemler makalede düzeltme isteyebilir, doğrudan ret veya kabul edebilir. Hakem değerlendirmesi sonu ret edilen makaleler için yazarı tarafından üçüncü bir hakem değerlendirmesi istenebilir, editör bu talebi uygun görürse makale üçüncü bir hakeme gönderilir. İki hakemden birinin kabul, diğerinin ret verdiği durumlarda ise editör makaleyi kabul ya da ret edebilir yahut üçüncü bir hakemden değerlendirme isteyebilir.
Daha önce başka bir yazılı kaynakta yayımlanmış veya değerlendirme aşamasında olan eserler “Toplum ve Kültür Araştırmaları Dergisi” yayın sürecine kabul edilmezler. Yayımlanan yazılar ile ilgili bütün etik ve yasal sorumluluk yazarlarına aittir.