Bu çalışmanın amacı adam öldürme veya yaralama suçundan cezaevine giren kadınların cezaevi öncesi yaşamlarını, cezaevi yaşamlarını ve geleceğe yönelik beklentilerini cinsiyete dayalı patikalar yaklaşımı ve ataerkillik bağlamında incelemektir. Araştırma kapsamında Türkiye’deki kadın kapalı ceza infaz kurumlarının birinde kalan dokuz kadın ile derinlemesine görüşme yapılmıştır. Araştırma sonucunda kadınların önemli bir kısmının çocukluk döneminde fiziksel, duygusal ve cinsel şiddete maruz kaldıkları görülmüştür. Kadınlarla yapılan görüşmelerde annenin şiddetinin ve baskısının babadan daha fazla olduğu, kız çocuğu oldukları için ataerkil dayatmalara maruz kaldıkları ve bu anlamda eğitimlerinin engellendiği görülmüştür. Ayrıca kadınların küçük yaşta ve zorla çoğunlukla akrabalarla evlendirildikleri; evlendiklerinde de yine şiddet ve tecavüz sarmalının içine düştükleri görülmüştür. Kadınlar boşanmak istediklerinde de gerek aile üyeleri gerekse eşleri tarafından boşanmalarına izin verilmemektedir. Buna ek olarak kadınların eşlerinin çocuklarıyla ilişkisi oldukça kötüdür ve zaman zaman eşler çocuklarına da şiddet uygulamaktadır. Sonuçta da yaşanan şiddet, tecavüz, ataerkillik gibi durumlar kadınları suça götüren patikalarda yürümesine sebep olmuştur. Kadın hükümlülerin cezaevi yaşantısına bakıldığında çalışabilecek durumda olan kadınların çalıştığı görülmüştür. Kadınların cezaevinden çıktıktan sonraki beklentilerine bakıldığında ise, cezaevinden çıktıktan sonra büyük oranda ailelerinin yanına dönmek istememekte buna karşın yaşamlarını nasıl devam ettirecekleri konusunda herhangi bir fikirleri de bulunmamakta ve geleceklerinden endişe etmektedir
Adam Öldürme Ataerkillik Cinsiyete Dayalı Patikalar Yaklaşımı Kadın Hükümlü Yaralama
The purpose of this study is to examine the pre-prison life, prison life and future expectations of women entering prison for guilt or injury in the context of sex-based patrol approach and patriarchy. Research within the scope of one of the women remaining in the closed prisons in Turkey are conducted in-depth interviews with nine women. As a result of research, a significant proportion of women have been exposed to physical, emotional and sexual violence during childhood. In interviews with women, it was seen that mother was exposed to patriarchal imposition because her mother had more violence and more pressure than her father, because she was a girl child, and her education was prevented in this sense. In addition, women are married at a young age and forcibly with relatives; they also fell into the spiral of violence and rape in their marriage. When women want to divorce, they are not allowed to divorce by their husbands or family members. In addition, the relationship of women's spouses to their children is very bad, and from time to time, spouses apply violence to their children. Eventually, violence, rape, patriarchy, etc., caused women to walk on the path leading to the suicide. Looking at the prison experience of women's prisoners, it seems that women who can work can work. When women are looked after after they leave prison, they do not want to return to their families after they leave prison, but they have no idea how to continue their lives and are worried about their future
Gendered Pathway Female Offender Killing Man Injury Patriarchy
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 1 |
“Toplum ve Kültür Araştırmaları Dergisi” (J-SCS) sosyal ve beşeri bilimler alanında yapılan özgün çalışmalara zemin hazırlamayı esas alan disiplinler arası bir akademik dergidir. Sosyal ve beşeri bilimler alanında farklı disiplinlerdeki bağımsız bilim insanlarının birlikteliğiyle 2018 Yılında kurulmuş olan derginin bütün sayılarının elektronik formda yayımlanması kararlaştırılmıştır. Derginin resmi ya da resmi olmayan herhangi bir kurum, kuruluş veya grupla bağı yoktur. Derginin yayımlanması için fikirleri ve emekleriyle destek veren bütün bilim insanlarının ortak maksadı sosyal ve beşeri bilimler sahasında çalışanların akademik gelişimlerine katkıda bulunmakla beraber sosyal ve beşeri bilimlerin topluma daha fazla fayda sağlamaları için yeni imkanlar aramaktır.