Bu çalışmanın amacı, bir taşra kentinde eşraf olarak bilinen kişilerin bir
statü grubu olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceğine bakmak ve ayrıca
toplumsal hiyerarşideki sosyal konumları açısından “eşraf”ı kavramlaştırmaktır.
Çalışmanın bir diğer amacı da Türkiye’de yapılmış olan taşra çalışmalarına
sosyolojik açıdan katkı sağlamaktır. Eşraf olma kavramı genel tanımlarından da
yola çıkıldığında içerisinde göreli bir seçkinlik hali barındırmaktadır. Bu
nedenle “eşraf” olarak araştırmaya katılan kişilerin kendilerini diğerlerinden
ayırma hali dikkat çekicidir. Yapılan derinlemesine görüşmeler sırasında
katılımcılar eşraf olarak sahip oldukları statünün altını çizmişler ve bu statü
konumu ile edindikleri toplumsal hiyerarşideki yerlerini belirtmişlerdir.
Ayrıca bu toplumsal konumu sürdürmek ve sahip oldukları statüye uygun olarak
davranışlarını ve tercihlerini belirlemek durumunda olduklarını dile
getirmişlerdir. Bu noktada kent içinde uzun süredir aynı yerde yaşayan
ailelerin ekonomik, toplumsal, kültürel ve sembolik sermaye açısından var olan
birikimleri statü konumlarını belirlemede oldukça etkilidir. Çünkü bu
belirtilen dört sermaye türü açısından birikimleri, eşrafın statü konumunu
sürdürmelerinde de önemlidir. Eşraf, sahip oldukları sermaye ile tercihler
yapmakta ve bu tercihler ile “eşraf” olduklarını diğerlerine sunmaktadırlar. Katılımcılar
“bize yakışan”, “dengimiz olan”, “bizden beklenen” gibi söylemler ile statü
konumlarını göstermek ve sürdürmek için çabaladıklarını açıkça ortaya
koymuşlardır. Yaşamlarını taşrada sürdürmeyi tercih etme nedenlerden biri
olarak da bu kentin eşrafı olmanın onlara sağladığı toplumsal konumun ne kadar
önemli olduğunu dile getirmişlerdir. Bu durum “eşraf olma” haline yükledikleri
anlamı göstermektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 18 Kasım 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 4 |