Cinema is one of the most vivid and sensational reflection tools in the art world since it reverberates almost all emotions concerning human beings and their experiences. One of these emotions is grief due to the loss of our beloved ones and in the same way as existence and life, it is a striking issue covering lots of films and thus the concept of mourning and sorrow are the most outstanding and common themes having a profound impact on cinema audiences. In other words, despite cultural and social differences all around the world, grief and pain are intense and universal emotions. Understanding and interpreting the contexts in which these emotions are addressed in different cinema cultures is essential to reveal the cultural projections of cinematic narratives. As part of this idea, the main purpose of this study is to illustrate how Turkish Cinema and American Cinema approach the concepts of bereavement and lament. Accordingly, four well-known films, Canım Kardeşim (1973) Babam ve Oğlum (2005), Rabbit Hole (2010) and finally Manchester by the Sea (2016) have been determined via purposeful sampling method and analyzed by focusing on remarkable similarities and differences in terms of loss and death with the aid of descriptive analysis. As a result of reviews of the films, it has been observed that the Turkish approach to death and loss includes melodrama, emotional abuse, and local connotations while the American one involves a more realistic point of view underlying individual crises, mental collapses or devastations.
This study is not among the studies that require ethics committee declaration.
Sinema, insana ve deneyimlerine ilişkin hemen hemen tüm duyguları yansıtması sebebiyle sanat dünyasındaki en kuvvetli ve duygusal yansıtma araçlarından biridir. Bu duygulardan biri de sevdiklerimizi kaybetmenin üzüntüsüdür. Tıpkı varolmak ve yaşam gibi bu konu da birçok filmi kapsayan dikkat çekici bir meseledir. Bu nedenle yas ve keder kavramları sinema izleyicisi üzerinde derin bir etkiye sahip en belirgin ve ortak temalardandır. Bir başka deyişle, evrendeki tüm kültürel ve sosyal farklılıklara rağmen keder ve acı, yoğun ve evrensel duygulardır. Bu duyguların farklı sinema kültürlerinde hangi bağlamlarla ele alındığını anlamak ve yorumlamak, sinematik anlatıların kültürel izdüşümlerini ortaya koymak noktasında elzemdir. Bu düşüncenin bir parçası olarak bu çalışmanın temel amacı, Türk Sineması ve Amerikan Sineması’nın yas ve ağıt kavramlarına nasıl yaklaştıklarını ortaya koymaktır. Bu doğrultuda, Canım Kardeşim (1973), Babam ve Oğlum (2005), Rabbit Hole (2010) ve Manchester by the Sea (2016) adlı dört film bilinçli örneklem yoluyla belirlenmiş ve ilgili örneklemler betimsel analiz yardımıyla kayıp ve ölüm açısından belirgin benzerlik ve farklılıkları kendine bağlam alarak analiz edilmiştir. Filmlerin incelemeleri sonucunda, Türk Sineması’nın ölüm ve kayba yaklaşımının melodrama, duygu sömürüsü ve yerel çağrışımlar içerdiği, Amerikan yaklaşımında ise bireysel krizlerin, zihinsel çöküşlerin veya yıkımların merkezinde daha gerçekçi bir bakış açısı ile sinema ekranında yer aldığı görülmüştür.
Bu çalışma etik kurul beyanı gerektiren çalışmalar arasında yer almamaktadır.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sinema Sosyolojisi |
Bölüm | Sanat |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Nisan 2024 |
Gönderilme Tarihi | 27 Ekim 2023 |
Kabul Tarihi | 29 Mart 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |