Tayeb Salih, kolonyal
dönem boyunca yaşanan yıkımlara ve doğurduğu etki alanı büyük, çok yönlü
sonuçlara yaptıkları eleştirilerle bu döneme ışık tutan post-kolonyalizm
yazarlarının en önemlilerinden bir tanesidir. Kolonilerin dağılma sürecinde, kolonicilerle
mücadele edebilmek adına şiddet ve silahlı mücadele bağımsızlığa giden yolda ilk
adım olmuş; fakat bağımsızlık sonrasında koloni döneminden bağımsız milli bir
kimlik oluşturmak amacıyla entellektüel bir karşı koyuş daha çok
dillendirilmeye başlanmıştır. Çünkü kolonileştiriciler yalnızca kolonileri
işgal etmemiş aynı zamanda onların kültürlerini, dillerini ve de en önemlisi
kimliklerini de bir daha eskisi gibi olamayacak şekilde Doğu-Batı (gelenekçi-
modern, barbar-medeni, geri kalmış-gelişmiş) ekseni arasında sıkıştırmıştır. Bu
bağlamda, bu çalışma Salih’in Kuzeye Göç
Mevsimi adlı romanın, bu kemikleşmiş bakış açısından beslenen Joseph
Conrad’ın Karanlığın Yüreği isimli
eserine kolonyal söylemler çerçevesinde nasıl karşı çıktığını göstermeyi
amaçlamıştır. İlk olarak, Salih, Conrad’ın romanında sesi duyulmayan yerlilere
nefes olmuş daha sonra roman boyunca Doğu-Batı ve koloni öncesi-sonrası
ikilemleri arasında sıkışan kimlikleriyle nasıl hayatta kalmaya çalıştıklarını
okuyucularına göstermiştir. Salih, Karanlığın
Yüreği eserinde insanlıktan çıkarılmış yerlilere insanlığı yeniden
sunmuştur. Her ne kadar, Conrad
melezliğe hiç değinmeyerek post-kolonyal kimlik problemine bir çözüm önerisinde
bulunmasa da, Salih, romanında bir sonuca ulaşabilmiştir. Bu çalışma, Salih’in
ölümünden yıllar sonra Benedict Anderson’un “zihinlerin birleşimi” diye ortaya
koyduğu teoriyi; Kuzeye Göç Mevsimi
ile Salih’in çok önceden kolonileştirilmiş insanlara nasıl bir çözüm olarak
sunduğunu ve Conrad’ın yüzeysel olarak olumsuzladığı kolonyalizme yaptığı
eleştirilerin ne kadar yetersiz ve ikilemli olduğunu, bu iki romanı
karşılaştırarak sunmaya çalışmıştır.
Tayeb Salih is one of the most influential writers of post-colonial period who bear a torch to devastation and multifaceted and far-reaching results of colonial time by their critical approach. To turn the tables, armed struggle was the first step of resistance for independence in the process of decolonization. But later on, intellectual exertion to construct a national identity was debated aloud to take place the violent opposition because colonizers had not only invaded lands but also they interposed identity, culture and language of colonized people into East-West axis (traditional-modern, barbaric-civilized, underdeveloped-developed) which would be never the same as it had been before colonialism. In this sense, this study aspires to set forth how Season of Migration to the North responds to colonial discourses of Heart of Darkness which springs out of the rooted perspective against the East. At first, Salih makes quiet and passive colonized native characters of Conrad to be heard and then shows how they survive while struggling with doubled identity interposed between East-West and the periods before and after colonization. Salih humanizes who Conrad dehumanizes in Heart of Darkness. However, Joseph Conrad denies offering a solution to the problems of natives like hybridity; Salih comes through a final point for the colonized people. By compare and contrast, the study will try to show how Conrad’s criticism is superficial, insufficient and paradoxical in the means of not providing a remedy for identity problem unlike Tayeb Salih who resolves rooted troubles of colonialism through “mental miscegenation” as Benedict Anderson put forward many years after Salih’s death.
Colonialism Post-colonialism West-East Double-centrism Hybridity
Konular | Sanat ve Edebiyat |
---|---|
Bölüm | İngiliz Dili ve Edebiyatı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Temmuz 2017 |
Gönderilme Tarihi | 10 Şubat 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 |