2011 yılında ortaya çıkan Arap Baharı, etki alanı itibariyle Tunus’ta başlayarak bütün Kuzey Afrika’nın yanı sıra Yemen’e kadar uzanan etkileriyle sadece Arap toplumunu etkilemesi bakımından şüphe uyandırıcı bir gelişme olarak karşılanmıştır.
Bu makale, Arap toplumunun hemen tamamını etkileyen, ancak ortaya çıkış şekli ile henüz sona ermemiş olsa da süreçten beklentilerin tam aksi yönde nihayete erme aşamasına gelmiş olan bu devrimsel başkaldırının perde arkasında neler olup bittiği üzerinde durmaktadır.
Arap Baharı, bir toplumsal hareketmiş gibi görünüyor olsa da başlangıcı ile gelişme dönemi arasında geçen olayların seyri, aslında doğrudan Tunuslu bir seyyar satıcının isyan ettiği bir müdahaleden değil, oyun kurucu bir elin böyle göstermek suretiyle halkları sokağa dökmesi ve buradan kendi niyet ve amaçlarına uygun bir sonuç çıkarmaya yönelik devrimsel bir olay olduğu intibaı uyandırmaktadır. Bu şekliyle Arap Baharının bir kurgulayıcısı ve bir de uygulayıcısı olduğu izlenimi doğmaktadır ki, bu konuda İsrail-ABD ortaklığında yürütülmekte olan Yeni Ortadoğu Projesi’nin operatörleri tarafından vurgulanan bazı ifadeler, Arap Baharı’nın bu sürecin bir devamı olduğu yönünde kuşkular uyandırmaktadır.
İsrail Başbakanı Binyamin Yetenyahu’nun: “Güneş Altında Bir Yer” (Mekan Tahtel Şems) adlı eserinde İsrail’in gelişmemiş Arap ülkeleri arasında sanayi bağlamında gelişmiş bir devlet, diktatör rejimler arasında demokrasi ve askeri açıdan caydırıcı bir güç olduğunu belirtmiş ve bu gücün farkında olan Arap devletleri İsrail’in fikirleri doğrultusunda hareket etmek zorunda kalacaktır.” ifadesi aslında Arap Baharının nasıl bir kurgu olduğuna işaret etmektedir.
Makale, Arap Baharı’nın gerçekten bir kurgu mu yoksa halkların adalet, özgürlük ve insanca yaşama taleplerinin bir sonucu mudur? Bu hususu irdelemektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tarih |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ocak 2021 |
Gönderilme Tarihi | 28 Nisan 2020 |
Kabul Tarihi | 4 Kasım 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |