Bir toplumdaki değişim ve dönüşümlerin gözlemlenebilmesi için sanat ve özelde sinema önemli bir yere sahiptir. Bir toplumun ürünü olan sinema filmleri, kimi zaman toplumun içinde bulunduğu koşullardan etkilenmekte ve kimi zaman da toplumu etkilemektedir. Bu karşılıklı etkileşim her dönem var olmakla birlikte 1980’li yıllar hem Türkiye, hem de Türk Sineması için yeni bir dönemin başlangıcı olarak kabul edilmektedir. 1980 sonrası Türk Sineması’ndaki en önemli dönüşümlerden biri kadın temsillerinin sunum biçiminde görülmüştür. Bu makale, 1980 sonrası Türk Sineması’nda kadın temsillerinin toplumsal cinsiyet bağlamında yaşadıkları sorunlara karşı geliştirdikleri direnç pratiklerini açığa çıkarmayı amaçlamaktadır. Bahsi geçen dönemde Türk Sineması’nda toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin söylencelerin devamlılığına rağmen kadınların kimlik ve cinsel kimlik arayışları ön plana çıkmıştır. Bu bağlamda bu dönemde kadın temsilleri özel ve kamusal alanda daha güçlü karakterler olarak temsil edilmeye başlanmış ve toplumsal klişeleri yıkmaya gayret göstermiştir. Mine filmindeki kadın temsilleri Türkiye’de toplumsal cinsiyet bağlamında özel ve kamusal alanda yaşanan sorunların gözlemlenmesini sağlamaktadır. Bu gözlem yapılırken feminist bakış açısı merkeze alınmıştır.
Toplumsal Cinsiyet Kadın ve Sinema Türk Sineması Feminist Film Eleştirisi Özel Alan Kamusal Alan
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji |
Bölüm | Sosyoloji |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Temmuz 2020 |
Gönderilme Tarihi | 26 Mayıs 2020 |
Kabul Tarihi | 23 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |