Türk edebiyatı, İslâm kültür ve medeniyetinden beslendiği uzun bir dönemi, Batı’ya eğilim gösterdiği 19.yüzyılın ortasında tamamlar. İmparatorluğun olduğu gibi devrin şâir ve yazarlarının da ilgi odağı artık Batı’dır. Ancak onlar Batı’dan edebî ve kültürel yönden yararlanmak düşüncesindedirler. Böylece bürokrasinin askerî, mali, idarî ve maarif alanlarında giriştiği yenilikleri onlar edebi ve kültürel sahada gerçekleştirirler. Kültürel alanda Batı’da yaygın olan özel gazeteciliği, edebi alanda ise Fransız edebiyatının edebî türlerini ve bazı sosyal muhtevalarını alan bu zümre, Batı olgusunu, zamanla yaşanan siyasî ve sosyal gelişmeler perspektifinde değerlendirmeğe başlar. Bu bağlamda Tevfik Fikret, “Batıcılık” konusunda sınırların olabildiğince genişletilmesinden yanadır. Şair sadece bilim, sanat ve tekniğiyle değil; Batı’nın bütün kurumları ile benimsenmesi gerektiğini düşünür. “Millet” ve “milliyet” bilincinin uyanması ile II. Meşrutiyet sonrası gelişen Milli Edebiyat döneminde, alafrangalığa karşı oluşan “redd” hareketinin yanında “muasırlaşma” sözüyle ifade edilen bir “batıcılık” da izlenir. Yazımız bu noktada “Batı”ya bakışı önce Ziya Gökalp cephesinden değerlendirir. O’na göre “Batı”, dahil olunması gereken bir medeniyet dairesidir. Türk Milleti de milli kültürünü korumak suretiyle bu dairede yer almalıdır. Aynı yüzyılda sanatını İslamcı anlayışın izinde sürdüren bir şairimiz olarak Mehmet Âkif, batıdan alınacaklara bir sınırlama getirmekten yanadır. O’na göre Batı, sadece bilimi, sanatı ve tekniği ile bize uygun bir model oluşturabilir. 1912’den itibaren Batı imajı daha da olumsuzlaşan şâir, “medenî” vasfıyla andığı bu dünyayı ağır bir dille eleştirir
Turkısh literature completes a long period effected by İslamic culture and cıvılızatıon in 19th century when it has tendency to west. Like empire, poets and writers also focus on west. They benefits from west in terms of literature and culture. In this way, they realize innovations in the field of literature and culture as beuracracy realizes in military, financial, administrative and maarif fields. This group of people who interest in the private journal sector in cultural field, French literature styles in literature and some sozcial topics evaluate “west issue” in the perspective of current political and social developments. In this context, Tevfik Fikret is in the favour of extention of borders related to westernism. He thinks of adopting west not only in terms of science, art and techniques but also in all social institutions. With the awakening of nation and nationalism, in the perod of National Literature emerging after II. Mesrutiyet besides the rejection of westernism (alafranga), westernism called civilization (muasırlaşma) is also emphized. In this article west is evaluated from the point of view of Ziya Gökalp. According to Ziya Gökalp, west is a civilization circle which should be included in. Turkısh people should take their place in this circle by protecting national culture. Mehmet Akif, living in the same period and follwing Islamic style in his works, emphasizes that there should be limitations on the ınnovations taken from west. According to M. Akif, west can only be a model only in terms of science, art and technique. After 1912, M. Akif criticises west more severely
Diğer ID | JA32PY25PN |
---|---|
Bölüm | Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2008 |
Gönderilme Tarihi | 1 Haziran 2008 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2008 Cilt: 7 Sayı: 1 |