Türkiye’nin 1980’lerin başında neo liberal politikaları benimsemesiyle Türk firmaları, küresel değer zincirleriyle çoğu rakibinden önce bütünleşmeye başlamışlardır. Ancak küresel değer zincirlerinde yükselme ve küresel markalar yaratma konusundaki firma içi ve firma dışı sorunlardan dolayı katma değer ve verimlilik açılarından rakiplerinin gerisinde kalmışlardır. Öyle ki Türkiye, toplam işgücü içinde düşük nitelikli çalışanların yüksek payı, değer zincirlerinde düşük teknolojili ve katma değerli alanlarında uzmanlaşma ile küresel marka yaratma performansı açılarından OECD ülkeleri ve benzer gelişmişlik düzeyindeki ülkeler içinde son sıralarda yer almaktadır. Düşük katma değerli ürünlerde uzmanlaşmanın neden olduğu dış ticaret açığı, Türkiye’de cari açığın, dolayısıyla da enflasyon, düşük milli gelir, işsizlik gibi çeşitli makroekonomik sorunların kronikleşmesine yol açmaktadır. Çalışmada, devlet ve kurumların izledikleri politikaların bu tablonun ortaya çıkmasındaki rolü, benzer ülkeler ile karşılaştırmalı olarak analiz edilip yapılması gerekenler tartışılmaktadır. Çalışmanın materyalini Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü (YASED) ve çeşitli uluslarüstü kurumlardan alınan veriler oluşturmaktadır. Makalede söz konusu kurumların verilerinden yararlanılarak yapılan analizde, devlet ve kurum politikaları ile ilişkili, inavasyon kapasitesi, AR-GE teşvikleri, regülasyonlar, eğitim sisteminin kalitesi, yolsuzluk, düzenleyici kalite, hukukun üstünlüğü, demokrasi ve lojistik hizmet kalitesi alanlarındaki yetersizliklerin, girişimciliği, yurt içi yatırımları, ülkeye gelen yeşil alan doğrudan yatırımları, dolayısıyla da yüksek katma değerli ürünler üretimini olumsuz olarak etkilediği ortaya konmaktadır.
Türkiye’nin 1980’lerin başında neo liberal politikaları benimsemesiyle Türk firmaları, küresel değer zincirleriyle çoğu rakibinden önce bütünleşmeye başlamışlardır. Ancak küresel değer zincirlerinde yükselme ve küresel markalar yaratma konusundaki firma içi ve firma dışı sorunlardan dolayı katma değer ve verimlilik açılarından rakiplerinin gerisinde kalmışlardır. Öyle ki Türkiye, toplam işgücü içinde düşük nitelikli çalışanların yüksek payı, değer zincirlerinde düşük teknolojili ve katma değerli alanlarında uzmanlaşma ile küresel marka yaratma performansı açılarından OECD ülkeleri ve benzer gelişmişlik düzeyindeki ülkeler içinde son sıralarda yer almaktadır. Düşük katma değerli ürünlerde uzmanlaşmanın neden olduğu dış ticaret açığı, Türkiye’de cari açığın, dolayısıyla da enflasyon, düşük milli gelir, işsizlik gibi çeşitli makroekonomik sorunların kronikleşmesine yol açmaktadır. Çalışmada, devlet ve kurumların izledikleri politikaların bu tablonun ortaya çıkmasındaki rolü, benzer ülkeler ile karşılaştırmalı olarak analiz edilip yapılması gerekenler tartışılmaktadır. Çalışmanın materyalini Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü (YASED) ve çeşitli uluslarüstü kurumlardan alınan veriler oluşturmaktadır. Makalede söz konusu kurumların verilerinden yararlanılarak yapılan analizde, devlet ve kurum politikaları ile ilişkili, inovasyon kapasitesi, AR-GE teşvikleri, regülasyonlar, eğitim sisteminin kalitesi, yolsuzluk, düzenleyici kalite, hukukun üstünlüğü, demokrasi ve lojistik hizmet kalitesi alanlarındaki yetersizliklerin, girişimciliği, yurt içi yatırımları, ülkeye gelen yeşil alan doğrudan yatırımları, dolayısıyla da yüksek katma değerli ürünler üretimini olumsuz olarak etkilediği ortaya konmaktadır.
değer zinciri beşeri sermaye katma değer inovasyon verimlilik
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ekonomi |
Bölüm | İktisat |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2022 |
Gönderilme Tarihi | 4 Ekim 2021 |
Kabul Tarihi | 24 Mart 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 21 Sayı: 2 |