Starting in 2011, the so-called "Arab Spring" led to an internal conflict in Syria. As a result of the civil conflict, millions of people had to leave their country. Turkey undoubtedly ranked first among the countries affected by the migration. Migration is not just a simple population movement. With migration, many problems and a way of life are carried to new settlements. Therefore, problems arise that may cause tension between the local people and the immigrant population, which need to be solved in various issues ranging from economy, culture, education to social life. The elimination of these problems is of utmost importance for social peace and integration. At this stage, religion and religion-based non-governmental organisations play important roles. Religious groups, which can be considered as non-governmental organisations because they are independent from the state and based on the principle of voluntariness, are human unity with similar goals and norms, where there is both material and spiritual solidarity between them and warm, close relationships are observed. Religious groups do not have a monolithic appearance. They can be categorised differently within themselves. One of the types of religious groups is orders. One of these orders is the Haznevî order, which belongs to the Khalidi branch of Naqshbandism. This article focuses on the role of Haznevî order in the integration process of Syrian asylum seekers in Turkey into Turkish society. In this qualitative study, data were obtained through interview technique. The data subjected to content analysis were categorised and interpreted. The article, which draws attention to the importance of religion and religious groups in cultural integration, is expected to contribute to the scientific perspective on the issue.
2011 yılında başlayan ve “Arap Baharı” olarak adlandırılan olaylar Suriye’de bir iç çatışmaya neden oldu. İç çatışma neticesinde milyonlarca insan ülkelerini terk etmek zorunda kaldı. Yaşanan göçten etkilenen ülkeler arasında Türkiye kuşkusuz ilk sırada yer aldı. Göç sadece basit bir nüfus hareketi değildir. Göç ile birlikte birçok problem ve de bir yaşam tarzı yeni yerleşim alanlarına taşınır. Dolayısıyla yerli halkla göçmen nüfus arasında gerilime neden olabilecek ekonomiden, kültüre, eğitimden sosyal yaşama kadar çeşitli konularda çözüme kavuşturulması gereken sorunlar ortaya çıkar. Bu problemlerin giderilmesi toplumsal huzur ve entegrasyon açısından son derecede önem arz eder. Bu aşamada din ve din temelli sivil toplum kuruluşları önemli roller üstlenmektedir. Devletten bağımsız niteliği ve gönüllülük esasına dayanması dolayısıyla sivil toplum örgütü kategorisinde değerlendirilebileceğimiz dinî grup, benzer amaç ve normlara sahip, aralarında gerek maddi gerekse manevi dayanışmanın bulunduğu ve sıcak, yakın ilişkilerin görüldüğü insan birlikteliğidir. Dinî gruplar yekpare bir görünüme sahip değildir. Kendi içlerinde farklı şekilde kategorileştirilebilmektedir. Dinî grupların bir çeşidi de tarikatlardır. Söz konusu tarikatlardan biri de Nakşibendiliğin Halidî koluna mensup Haznevî tarikatıdır. Bu makale Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların Türk toplumuna entegrasyon sürecinde Haznevî tarikatının rolüne odaklanmaktadır. Nitel yönteme dayanan çalışmada mülakat tekniğiyle veriler elde edildi. İçerik analizine tabi tutulan veriler kategorileştirilip yorumlandı. Kültürel entegrasyonda din ve dinî grupların önemine dikkat çeken makalenin meseleye bilimsel açıdan bakılması hususunda katkı sunması beklenmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | İlahiyat |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Temmuz 2023 |
Gönderilme Tarihi | 7 Nisan 2023 |
Kabul Tarihi | 17 Haziran 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 22 Sayı: 3 |