Çalışma koşullarında yaşanan güvencesizliğin derinleşmesi prekarya kavramına dönük çalışmaların artmasına neden olmuştur. Neoliberal politikaların etkisiyle risk faktörü dışında birçok olgunun geçicilik ve belirsizlik içermesi, çalışanların başta çalışma koşulları olmak üzere tüm yaşam alanlarını derin biçimde etkilemektedir. Meslek, yaş, cinsiyet ve coğrafya ayırt etmeksizin birçok alanda çalışanları etkileyen bu görece yeni koşullar, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de medya çalışanlarını da güvencesizliğe tabi kılmaktadır. Bu araştırma, önemli bir toplumsal kurum olarak yerel demokrasileri güçlendirme potansiyeline sahip olan yerel medyada çalışan gazetecilerin çalışma koşullarını prekarya tartışmaları bağlamında analiz etmeyi amaçlamaktadır. Nitel araştırma yöntemine başvurulan çalışmada, toplamda on yerel gazeteci ile yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Yapılan görüşmelerin sonucunda, gazetecilerin her an işten çıkarılma endişesi yaşadıkları, kadın gazetecilerin evlenmek ve çocuk doğurmak gibi kararları bu belirsizlik süreci içerisinde ertelemek zorunda kaldıkları görülmüştür. Herkesin birbirini tanıdığı bir yerel medya ortamında dayanışma ağları geliştiremeyecek ölçüde az sayıda oldukları belirtilen yerel gazetecilerin birbirleri ile girdikleri rekabet de güvencesizliğin daha yoğun biçimde deneyimlenmesine yol açmaktadır. Bununla birlikte istihdam güvencesinden yoksun olan gazetecilerin bu rekabet ve belirsizlik ortamında işlerinden atılmamak için işverenlerin talep ettiği her işi üstlenmek zorunda hissettikleri tespit edilmiştir. Yoğun biçimde hissettikleri bu güvencesizlik biçimlerine bakıldığında yerel gazetecilerin az sayıda yerel medya kuruluşu arasında yapmak zorunda hissettikleri seçim nedeniyle de güvencesiz çalışma koşullarının yeniden üretildiği sonucuna ulaşılmıştır.
The deepening of precarity in working conditions has led to an increase in studies on the concept of precariat. With the impact of neoliberal policies, the transience and uncertainty of many phenomena other than the risk factor deeply affects all areas of life, especially the working conditions of employees. These relatively new conditions, which affect workers in many fields regardless of profession, age, gender and geography, subject media workers to precariousness in Turkey as in the world. This study aims to analyse the working conditions of journalists working in local media, which has the potential to strengthen local democracies as an important social institution, in the context of the precarity debates. In this qualitative study, semi-structured interviews were conducted with a total of ten local journalists. As a result of the interviews, it was observed that journalists were worried about being dismissed at any time and that female journalists had to postpone decisions such as marriage and childbirth within this uncertainty. In a local media environment where everyone knows each other, the competition between local journalists, who are too few in number to develop solidarity networks, leads to a more intense experience of precariousness. In addition, it has been determined that journalists, who lack employment security, feel obliged to undertake every job demanded by employers in order not to be dismissed from their jobs in this environment of competition and uncertainty. Considering these forms of precariousness that they feel intensely, it has been concluded that precarious working conditions are reproduced due to the choice that local journalists feel obliged to make between a small number of local media organisations.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Basın Çalışmaları, Gazetecilik, İletişim Çalışmaları |
Bölüm | İletişim |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Temmuz 2024 |
Gönderilme Tarihi | 8 Şubat 2024 |
Kabul Tarihi | 28 Nisan 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 23 Sayı: 3 |