The Qur'an deals with the issue of economy, which is very closely related to the individual and society and has a very serious effect on them in terms of belief, psychology and sociology, and has clearly stated what should be done in this regard. When the verses related to the subject are examined, it will be seen that the religion of Islam aims for people to live in material welfare. Because the religion of Islam has never ascribed sanctity to poverty, on the contrary, it has been considered as a problem that needs to be tackled and resolved. The economic situation is a historical, sociological and psychological fact that affects all of the individual layers of the society in a negative or positive sense. While the Arabs of ignorance were burying their girls alive, one of the arguments they put forward in order to legitimize this murder is the economic difficulties they faced. The Qur'an has touched on every issue that concerns the society and provided solutions to them, as well as touched on this issue and showed the ways of solution. First of all, he encouraged people to work financially and stated that they should stay away from laziness in this regard. Emphasizing that Friday, which is considered sacred for Muslims, should not be spent in worship or rest, he stated that after the Friday prayer is performed on that day, believers should work to disperse and provide their sustenance. The Qur'an states that in order for individuals and societies to achieve economic prosperity, they have other moral/religious duties besides their material work, and it has explained in detail what these duties are. Some of these principles are: “Belief and doing good deeds, remembering Allah constantly, not forgetting Him, being pious and seeking forgiveness and repentance” Almighty Allah has openly promised that those who abide by these principles will receive economic welfare as well as spiritual reward. Likewise, the Prophet, who was the first notifier and at the same time the first explainer of the Qur'an, set an example in this regard with his words and actions and developed relevant solutions. He was a shepherd and trader when he was still young. He criticized the attitudes of those who beg and complain about poverty and warned them about this issue and advised them to work and stay away from laziness. In fact, some people who complain about poverty give an ax to their hand and demand that they go to the mountain and sell wood, stating that the hand that gives is better than the hand that receives, and that he seeks refuge in Allah from poverty, etc. His words reveal his sensitivity on this issue. In addition, he said some words stating that poverty has a negative effect on people in terms of belief. In short, the Qur'an and Hz. The Prophet saw poverty as a major problem for believers and advised them to make maximum efforts to get rid of it. The religion of Islam, which takes its reference from the Qur'an and the Sunnah, demands that the individuals and the society follow the rules that must be applied primarily in material and spiritual terms in order to achieve economic prosperity. He also stated that the institution of cooperation should be put into action so that not only the individual but also other members of the society can achieve economic welfare. In addition, he stated that it is much more important and beneficial for Muslims to provide employment opportunities to each other so that they can stand on their feet, rather than zakat, charity and donations to be made to individuals who are in poor financial condition. However, for those who cannot work due to physical or mental reasons or who cannot achieve financial well-being despite all their efforts and efforts, other members of the society can give zakat, alms, etc. to these people. He invited them to be sensitive about supporting their financial development by providing aid. It is a reality that during the periods when the Qur'an's teachings on economic fields were applied, the Muslim community lived in prosperity and sent their zakat to other regions because they could not find a poor person to pay their zakat. This article will focus on what should be done religiously in addition to material work in order to have economic welfare from the perspective of the Qur'an.
Kur’ân-ı Kerîm, birey ve toplumu çok yakından ilgilendiren ve onların üzerinde îtikadi, psikolojik ve sosyolojik açıdan çok ciddi etkisi bulunan ekonomi konusunu ele almış ve bu konuda neler yapılması gerektiğini de açık bir şekilde beyan etmiştir. Konuyla ilgili âyetler tetkik edildiklerinde İslâm dininin, insanların maddi anlamda refah içerisinde yaşamalarını hedeflediği görülecektir. Zira İslâm dini, fakirliğe asla kutsiyet atfetmemiş bilâkis kendisiyle mücadele edilmesi ve çözülmesi gereken bir sorun olarak telakki etmiştir. Ekonomik durum, toplumun birey katmalarının tamamını menfi veyahut müspet anlamda etkilediği, tarihi, sosyolojik ve psikolojik bir vakıadır. Cahiliye Arapları, kız çocuklarını diri diri toprağa gömerken bu cinayeti meşrulaştırmak adına öne sürdükleri argümanlardan biri de, ekonomik manada çekmiş oldukları zorluklardır. Kur’ân, toplumu ilgilendiren her konuya temas edip bunlara çözüm ürettiği gibi bu konuya da değinmiş ve çözüm yollarını da göstermiştir. O, Her şeyden önce insanın maddi anlamda çalışmasını teşvik etmiş ve bu konuda miskinlikten şiddetle uzak durması gerektiğini belirtmiştir. Müslümanlar için mukaddes addedilen Cuma gününün tamamını ibadet veyahut dinlenmeyle geçirilmemesi gerektiğini vurgulamış o günde Cuma namazı eda edildikten sonra müminlerin yeryüzüne dağılıp rızıklarını temin etmeleri için çalışmaları gerektiğini ifade etmiştir. Müslümanlar, için mukaddes gün olan Cuma gününde dahi çalışmayı emretmesi bu dinin çalışmaya ve dolayısıyla insanların ekonomik refaha kavuşması için çaba göstermesinin ne denli önemli olduğu açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Kur’ân, birey ve toplumlarının ekonomik refaha kavuşabilmeleri için maddi anlamda çalışmalarının yanı sıra ahlaki/dinî anlamda da yapmaları gereken başka görevlerinin bulunduğunu belirtmiş ve bu görevlerinin neler olduklarını detaylı bir şekilde beyan etmiştir. Bu ilkelerin bir kısmı şunlardır. “İman ve sâlih amelde bulunmak, sürekli Allah’ı anmak onu unutmamak, takvalı olmak ve tövbe ve istiğfarda bulunmak” Yüce Allah bu ilkelere riayet edenlere manevi mükafatın yanı sıra ekonomik refaha da kavuşturulacaklarını açık bir şekilde vadetmiştir. Aynı şekilde Kur’ân’ın ilk mübelliği ve aynı zamanda ilk müfessiri olan Hz. Peygamber’de söz ve eylemleriyle bu konuda örnek olmuş ve konuyla alakalı çözümler geliştirmiştir. Henüz küçük yaşlarda iken çobanlık ve ticaret yapmıştır. Eli ayağı düzgün olup dilenen ve fakirlikten şikayet eden kimselerin bu tutumlarını eleştirmiş ve onları bu konuda uyararak çalışmalarını ve tembellikten uzak durmaları hususunda tembihlemiştir. Hatta fakirlikten yakınan bazı kimselerin eline balta verip dağa gidip odun kesip satmalarını talep etmesi, veren elin, alan elden daha üstün olduğunu belirtmesi ve fakirlikten Allah’a sığınması vb. sözleri bu konudaki hassasiyetini gözler önüne sermektedir. Bunun yanı sıra fakirliğin, insan üzerinde inanç yönünden menfi etkisinin bulunduğunu belirten birtakım sözler söylemiştir. Hülasa Kur’ân ve Hz. Peygamber, fakirliği mümin için büyük bir sorun olarak görmüş ve bundan kurtulmak için azami gayret göstermeleri hususunda tavsiyelerde bulunmuşlardır. Referansını Kur’ân’dan ve sünnetten alan İslâm dini, ferdin ve toplumun ekonomik refaha kavuşabilmeleri için kendilerinden öncelikli olarak maddi ve manevi anlamda tatbik edilmesi gereken kurallara riayet etmelerini talep etmiştir. Sadece ferdin değil toplumun diğer fertlerinin de iktisadi refaha kavuşabilmeleri için de yardımlaşma müessesesinin devreye sokulması gerektiğini de belirtmiştir. Bunun yanı sıra Müslümanlar arasında maddi olarak durumu kötü olan bireylere yapılacak zekât, sadaka ve infaktan ziyade ayaklarının üstünde durabilmeleri için birbirlerine istihdam olanaklarını sağlamalarının çok daha önemli ve faydalı olduğunu ifade etmiştir. Ancak bedensel, zihinsel nedenlerden dolayı çalışamayan veyahut tüm çalışma ve gayretlere rağmen maddi açıdan refaha kavuşamayanlara toplumun diğer fertlerinin bu kimselere zekât, sadaka vb. yardımlar yapmak suretiyle maddi anlamda kalkınmalarına destek olmak konusunda duyarlı olmaya davet etmiştir. Kur’ân’ın ekonomik alanlarla ilgili öğretileri tatbik edildiği dönemlerde Müslüman toplumun refah içerisinde yaşadığı ve zekâtlarını verecek fakir bulamadıkları için onu başka bölgelere gönderdikleri bir realitedir. Bu makalede Kur’ân perspektifinden ekonomik refaha sahip olabilmek için maddi çalışmanın yanı sıra dini anlamda neler yapılması gerektiği üzerinde durulacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |