عثمان بن عبد الله العرياني (ت1168 ) هو عالم كِليسيٌّ عاش في العهد العثماني، وألَّف كثيراً من الحواشي والشُّروح.
عاش في مدينتي حلب وكِلِّيس، وقد ألّف بعض الكتب كما تتلمذ على يديه كثير من الطلاب، من طلابه ابناه محمد ومصطفى اللذان حصلا على الطبقة العلمية، ومعظم كتب العرياني كانت قد أُحرِقتْ في "حريق الجارشامبا" في إسطنبول، لذلك لم يصل إلينا كثير من كتبه حتى يومنا هذا.
ومن خلال مؤلفاته نستنتج أنه ألَّف في علم الكلام، التصوف، اللغة العربية وآدابها، والتفسير، وبإمكاننا أن نقول إن أشهرها كان "خير القلائد شرح جواهر العقائد"، وقد وصلنا منها في التفسير كُتَيِّبٌ صغير، وهذا الكتيب كان شرحاً على شرح "ابن عربشاه" (ت 945 ) في جزء "عَمَّ" على شرح البيضاوي (ت 685).
ذكر الله تعالى آيةَ الذكر والأنثى في سورة الليل في الآية الثالثة، وقد فسَّرها "ابن عربشاه" في حاشيته بأنَّ الله خلق ذوي الأرواح على شكلِ ذكرٍ وأنثى، أما العرياني فيرى في هذا التفسير إشكالية؛ وهي أنَّ البراق الذي حمل الرسول صلى الله عليه وسلم غير محدد بجنس أذكراً كان أم أنثى.
لقد أورد العرياني في هذا السياق حول الروايات عن البراق ما ذهب إليه عليٌّ القاري (ت 1014) في شرح الشفاء، ومن الملاحظ أنَّ مَن يطلع على كتب التفاسير يجد أنَّ أول مَن ذهبَ إلى أنَّ الكائنات إنما هي ذكرٌ أو أنثى هو الماتريدي (ت 333) ، ومن الجدير ذكره أن تفسير قضية الخنثى للزمخشري (ت 538) قد أدخلها ضمن هذا السياق؛ علماً أنَّ هذا التفسير كان قد كرره الرازي (ت 606)، في حين أنَّ البيضاوي قد أدرج قضية التكاثر عن طريق الإنجاب ضمن إطار تفسير هذه الآية، إنَّ المناقشات حول تفسير هذه الآية تركز على موضوعَين: أولهما استخدام الأداة "ما"؛ وثانيهما اختلاف القراءات، ومن المتعارف عليه عند ذِكر كلمَتَي الذكر والأنثى في هذه الاية فإنّه يُقصد بهما آدم وحواء، أما عموماً فالمقصود هو الذكر والأنثى، غير أنَّ بُعداً آخر يَحْضُر في تفسير هذه الآية عند الماتريدي، الزمخشري، الرازي، والبيضاوي، علماً أن الكائنات عند الماتريدي تأتي على شكل ذكرٍ وأنثى، في حين أن قضية الخنثى قد أُدخِلت في هذا الإطار عن طريق الزمخشري والرازي، أما البيضاوي فقد حصر جنس الذكر والأنثى بالتكاثر من خلال الإنجاب.
إنَّ ما ذهب إليه العرياني من عدم تحديد جنس البراق إنما يدلُّ على أن هذا الموضوع قد أُثير في عهد البيضاوي أيضاً؛ وربما أنَّ حَصْر البيضاوي "للتكاثر من خلال الإنجاب" قد جاء من أجل استثناء البراق من هذه القضية. وقد رأى عثمان العرياني أنَّ هناك إشكالية في ما ذهب إليه ابن عربشاه من أنَّ الكائنات ذوات الأرواح من ذكر وأنثى؛ وهذه الإشكالية هي عدم تحديد جنس البراق، وقد أوَّل هذه الإشكالية بأنَّ ابن عربشاه كان قد حصر الأمر في الكائنات التي خُلقت من خلال الإنجاب.
إنَّ هذه الدراسة تتناول حياة العرياني وتفسيره، كما أننا ذَيَّلنا تحقيقنا وترجمتنا لمخطوطة من العهد العثماني في آخر بحثنا لنضعها بين أيدي الأكاديميين.
وفي أثناء تحقيقنا قمنا بمقارنة حاشية "جزء عَمَّ" لابن عربشاه على "أنوار التنزيل" للبيضاوي -التي وصلت إلينا نسختان مخطوطتان منها- مع حاشية العرياني، ثم أضفنا صورة عن المخطوطة الوحيدة في آخر البحث ليتسنى للباحثين الاطلاع عليها.
ʿUthmān Ibn Abd al-Allāh al-ʿUryānı̄ (d. 1168/1755), who is one of the scholars from Kilis, grew up in the Ottoman Period and wrote many annotations and postscripts. It is understood that he grew up in the cities of Kilis and Aleppo. On the one hand, he has had scholarly activities and written manuscripts. Also, he trained students. Among his students are his children named Muḥammad and Muṣtafa who are in the ʿilmiyyah class. Many works of al-ʿUryānı̄ have not survived to the present day due to the fact that they were destroyed in the Çarşamba fire that took place in Istanbul. It is understood from the names of his works that can be found in biography books, he wrote books and articles in the fields of kalām (theology), taṣawwuf (sufism), Arabic language and literature, and tafsīr (exegesis). It is possible to say that his most well-known work is "Khayr al-Qalāid Sharḥ Jawāhir al-ʿAqāid”. However, only a small volume of this scholar's work on tafsīr has reached our date. The aforementioned work is another annotation written on the annotation of Ibn Arabshah’s annotation which is written on Nāṣir al-Dı̄n al-Bayḍāwı̄’s (d. 685/1286) tafsı̄r “Anwār al-Tanzı̄l wa Asrār al-Ta’wīl” in the matter of Juz’ ʿAmma. The topic of the annotation is that Allah has mentioned male and female in the 3rd verse of Sūrah al-Layl. In his annotation, Arabshah said about the tafsı̄r of this verse that all souls created by Allah are male or female. This judgment was seen as problematic by ʿUthmān al-ʿUryānı̄ because the Burāq, on which the Prophet rode on the night of Isrā’, was genderless. In this regard, al-ʿUryānı̄ put forward what ʿAli al-Qārī (d. 1014/1605) said in the Healing commentary as evidence, with the information in some of the narrations about the Burāq. When the tafsīr literature is reviewed, it is seen that al-Māturı̄dī (d. 333/944) stated that the beings are either male or female for the first time. It is seen that al-Zamakhsharı̄ (d. 538/1144) mentioned the issue of hunsā is also included in the tafsı̄r of the verse in his tafsı̄r book named al-Kashshāf ʿan Ḥaqāiq Ghawāmid ̣al-Tanzı̄l wa ʿUyūn al-Aqāwīl fı̄ Wujūh al-Ta’wı̄l. This interpretation was repeated by al-Rāzı̄ (d. 606.71210) in his tafsı̄r book Mafātiḥ al-Ghayb in the same way. al-Bayḍāwı̄, on the other hand, placed his note of "reproduction through procreation" in the tafsı̄r of the verse. In the tafsı̄r of the verse, it is seen that the discussions intensified on two issues. The first one is the use of the preposition ما, and the other is the differences in qirāāt (recitations). It is said that the male and female mentioned in the verse are Ādam and Ḥawwā’, and also in general, male and female are meant. However, it can be said that a different problem about the verse came to the fore with al-Māturı̄dī, al-Zamakhsharı̄, al-Rāzı̄ and most recently al-Bayḍāwı̄. Namely, with al-Māturı̄dī, all beings have male and female, al-Zamakhsharı̄, al-Rāzı̄ and hunsa are said to be in these two categories, and finally, with the "reproduction by procreation" record put by al-Bayḍāwı̄, male and female species have been limited. This situation gives rise to the impression that al-ʿUryānı̄’s objection, based on the fact that the Burāq is genderless, may have come to the fore in the period of al-Bayḍāwı̄. Because it can be said that the Burāq is exempted with the record of "reproduction through procreation". ʿUthmān al-ʿUryānı̄ sees problematic of Arabshah's statement that all beings with souls created by Allah are male and female because of the Burāq’s genderlessness. Later, he solved this problem himself by saying that, Arabshah may have meant beings with souls created through reproduction and procreation. This study gives an idea in terms of showing an issue that a scholar had a problem with in tafsı̄r in the 19th century. In this study, which deals with the life and tafsir of al-ʿUryānı̄, a manuscript from the Ottoman period was examined and translated by us and added to the end of the research in order to bring it to light and present it to the academy in our country. During the research, two copies of Arabshah's annotation on the Juz’ ʿAmma in al-Bayḍāwı̄’s tafsı̄r Anwār al-Tanzı̄l were reached and the copies were compared with al-Uryânî's annotation. At the end of the study, a picture of the leaf with the only accessible manuscript copy of the work has been added to allow researchers to make comparisons.
Kilisli alimlerden Osman İbn Abdillah el-ʿUryânî (ö. 1168/1755) Osmanlı Dönemi’nde yetişmiş ve birçok şerh ve haşiye türü eser telif etmiştir. Kilis ve Halep şehirlerinde öğrenim görüp ilmi faaliyetlerde bulunduğu anlaşılan Osman el-ʿUryânî bir yandan eser telif etmiş bir yandan da öğrenci yetiştirmiştir. Öğrencileri arasında Muhammed ve Mustafa adlarında ilmiye sınıfında yer alan çocukları da bulunmaktadır. el-ʿUryânî’nin eserlerinin birçoğu İstanbul’da meydana gelen Çarşamba yangınında yok olduğu için günümüze kadar ulaşamamıştır. Eserlerinin isimlerinden onun kelam, tasavvuf, Arap dili ve edebiyatı ve tefsir alanında eserler telif ettiği anlaşılmaktadır. En tanınmış eserinin ise birçok baskısı gerçekleştirilen “Hayru’l-kalâid şerhu cevâhiri’l-akâid” olduğunu söylemek mümkündür. Bu alimin tefsirle ilgili sadece küçük hacimli yazma bir eserine ulaşılmıştır. Söz konusu eser de miladi X. yüzyıl alimlerinden Isâmuddîn İbrahim İbn Arapşah el-İfirâyînî’nin (ö. 945/1539) Amme Cüz’ü kapsamında Nâsıruddîn el-Beydâvî’nin (ö. 685/1286) “Envâru’t-tenzîl ve esrâru’t-te'vîl” adlı eseri üzerine telif ettiği haşiyesi üzerine yazılmış bir başka haşiyedir. Haşiyenin konusu Allah Teâlâ’nın Leyl Suresi’nin 3. ayetinde erkek ve dişiden söz etmesidir. Arapşah haşiyesinde bu ayetin tefsiri hakkında Allah’ın yarattığı ruh sahibi bütün varlıkların erkek ya da dişi olduğunu söylemiştir. Bu yargı Hz. Peygamber'in isrâ gecesinde bindiği Burak adlı binitin cinsiyetsiz olması nedeniyle Kilisli Osman el-ʿUryânî tarafından problemli görülmüştür. el-ʿUryânî bu konuda Burak hakkında nakledilen rivayetlerin bir kısmında geçen bir bilgi ile Ali el-Kârî’nin (ö. 1014/1605) Şifâ şerhinde söylediklerini delil olarak ileri sürmüştür. Tefsir literatürü taranınca ilk kez İmam el-Mâturîdî (ö. 333/944) ile birlikte varlıkların ya erkek, ya da dişi olduğunun bu ayetin tefsiri bağlamında dile getirildiği görülmektedir. ez-Zemahşerî’nin (ö. 538/1144) hunsâ meselesini de el-Keşşâf ʿan hakâʾikı ğavâmidı’t-tenzîl ve ʿuyûni’l-ekâvîl fî vucûhi’t-teʾvîl adlı tefsirinde ayetin yorumunda ele aldığı görülmektedir. Bu yorum aynıyla er-Râzî (ö. 606/1210) tarafından Mefâtîhu’l-ğayb’da tekrarlanmıştır. el-Beydâvî ise Envâru’t-tenzîlde “doğurma yoluyla çoğalma” kaydını ayetin tefsirine yerleştirmiştir. Ayetin tefsirinde iki konuda tartışmaların yoğunlaştığı görülmektedir. Bunlardan ilki ما edatının kullanılması, diğeri de kıraat farklılıklarıdır. Genellikle ayette sözü edilen erkek ve dişi ile Hz. Adem ve Hz. Havva’nın ve genel anlamda erkek ve dişinin kastedildiği söylenmiştir. Ancak el-Mâturîdî, ez-Zemahşerî, er-Râzî ve en son el-Beydâvî ile ayet hakkında farklı bir konunun da gündeme geldiği söylenebilir. Şöyle ki, Mâturîdî ile birlikte bütün varlıkların erkek ve dişisinin olması, ez-Zemahşerî ve er-Râzî ile hunsânın bu iki kategoride yer aldığının söylenmesi ve en son Beydâvî’nin koyduğu “doğurma yoluyla çoğalma” kaydı ile erkek ve dişi türünün sınırlandırılması söz konusu olmuştur. Bu durum el-ʿUryânî’nin Burak’ın cinsiyetsiz olmasından hareketle dile getirdiği itirazın Beydâvî döneminde gündeme gelmiş olabileceği izlenimini doğurmaktadır. Zira “doğurma yoluyla çoğalma” kaydı ile Burak’ın istisna tutulduğu söylenebilir. Osman el-ʿUryânî İbn Arapşah’ın dile getirdiği Allah Teâlâ’nın yarattığı ruh sahibi bütün varlıkların erkek ve dişi dışında kalmadığını söylemesini Burak’ın cinsiyetsizliği üzerinden problemli görmüştür. Daha sonra İbn Arapşah’ın bu sözle üreme ve doğurma yoluyla yaratılan ruh sahibi varlıkları kast etmiş olabileceğini söylemek suretiyle bu problemi yine kendisi çözmüştür. Bu araştırma miladi XVIII. yüzyılda bir alimin tefsir konusunda problem ettiği bir konuyu göstermesi bakımından da fikir vermektedir. el-ʿUryânî’nin hayatı ve tefsir eserinin ele alındığı bu araştırmada Osmanlı dönemine ait yazma bir eserin gün yüzüne çıkarılması ve ülkemizdeki akademi ile buluşturulması amacıyla eserin tahkiki ve tercümesi tarafımızca yapılmış ve araştırmanın sonuna eklenmiştir. Eser tahkik edilirken İbn Arapşah’ın el-Beydâvî’nin Envâru't-tenzîl adlı eserinde Amme Cüz’ü üzerine yazdığı ve hâlen yazma olarak bulunan haşiyesinin iki nüshasına ulaşılmış ve nüshalar ile el-ʿUryânî’nin haşiyesi karşılaştırılmıştır. Araştırmanın sonuna araştırmacıların karşılaştırma yapmalarına fırsat vermek için eserin ulaşılablien yegane yazma nüshanın yer aldığı varakın resmi eklenmiştir.
Birincil Dil | Arapça |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |