One of the prohibitions in the Qur'an Al-Kareem and Sunnah is interest. Islam blocked the reasons that lead to interest in two ways. From the point of view of the lender with interest, the Prophet (pbuh) forbade one from taking a profit that is not remunerated, from selling something one did not receive, from selling something one does not have with him, and from conducting the sale of al-kali bil-kali. Because each of these issues creates interest for the creditor.Just as it is considered forbidden (haram) for the creditor to have interest, even if it is a third party, in contracts with reciprocal costs, it is also forbidden (haram) for the debtor to give interest in such transactions, even if it is a third party. This is because Islam forbids taking or giving interest without any exclusion in this regard.Modern Islamic jurists (Ulama of Fıqh) have considered the issues knowing these provisions while discussing the rules of the murabahah transaction, which gives the purchase order. Based on this, they stated have that in the murabahah transaction, a bank must own the goods subject to the murabahah and that it must undertake the indemnification responsibility of the related goods before selling it to the customer on a credit basis. If the goods subject to the murabahah transactions is sold beforehand to the customer requesting financing, a bank will have sold a goods that it does not have or will have sold the debt. These transactions are of the ones which contain interest according to Islamic law (Fıqh).
The prohibition of interest on the part of the debtor has two forms in Islamic law, one specific and the other general. The specific form occurred in the form of the prohibition of the sale and buyback transaction (inah). The general form points to the rules of shariah regarding the protection of goods. The interest is of great persecutions, and the eating of people's goods in a way unfairly. Based on this principle, Islamic banks have emerged to operate the interest-free system in a way that will eliminate this injustice and oppression. Those who took the responsibility of these banks tried to develop alternatives to the interest system in accordance with the rules and principles of Islamic law and to meet the needs of people by avoiding interest. The Islamic finance sector, which served on the basis of labor-capital partnership (mudarabah) and murabahah (adding profit), when it first emerged, has carried out studies to introduce new interest-free finance products in the following years and the developing conjuncture. Salam and istisnā‘ contracts, which are widely used in classical fıqh, and sukūk issues based on murabahah, icāra (lease) and mudarabah are some of the interest-free finance products studied at the point of Islamic banking. In addition, studies have started to offer an interest-free model under the name of takāful in Islamic finance, not only in the field of banking but also in the field of insurance. In parallel with the emerging developments the funding formulas provided by these institutions to their customers have also improved. One of these formulas is tawarruq product, which is considered to be a successful way to meet the cash need. This transaction has become widespread among Islamic Banking transactions over time, so tawarruq has become the main financial product in some countries' Islamic banks’ financial transactions in terms of transaction capacity. Therefore, it was necessary to shed light on the process of bank tawarruq in order to understand the impact and provision of it on Islamic Finance’s future and to know the economic aspect of other funding forms. The tawarruq is one of the issues that causes discussing between jurists and economists who interested in Islamic banking sector in Turkey, following the standard issued by the PBAT Advisory Board. The issue is an important issue as it brings closer financial institutions that are accustomed to tawarruq, especially Islamic banks, to traditional banking financing practices. In this study, firstly, the conceptual framework of the tawarruq transaction is analysed. Afterwards, the connection of bank tawarruq with the sale and buyback was examined in the context of terminological meaning. Then, the types of tawarruq was examined and the subject has been examined by comparing it with the subjects of sadd al-zarāi‘ and hiyal. At the end of the study, the AAOIFI Standard and the tawarruq standard which published by the PBAT Central Advisory Board were examined in detail. Afterwards, an evaluation was made for both standards.
Islamic law Tawarruq Inah Pretext Configuration Deception Loan Limit
Kur’an ve Sünnet’te yer alan yasaklardan biri faizdir. İslam dini, faize götürecek sebepleri iki cihetten kapatmıştır. Faizle borç veren açısından Peygamber Efendimiz (s.a.v) onu karşılığı olmayan bir kârı almaktan, kabzetmediği bir şeyi satmaktan, yanında bulunmayan bir şeyi satmaktan, vadeli ile vadelinin mübadelesinden (el-kâli’ bi’l-kâli’) men etmiştir. Çünkü bu tasarruflardan her biri alacaklı açısından faiz doğurmaktadır. Alacaklının üçüncü taraf dahi olsa muavazalı akitlerde fazlalık alması nasıl haram kabul edilmişse aynı şekilde borçlu için de muavazalı işlemlerde üçüncü taraf dahi olsa fazlalık vermesi haramdır. Zira İslam dini bu konuda bir ayrım gözetmeksizin faiz alınmasını da verilmesini de haram saymıştır.Çağdaş İslam hukukçuları, satın alma emri veren murabaha işleminin kurallarını tartışırlarken bu hükümlerin farkında olarak meseleyi ele almışlardır. Bundan hareketle murabaha işleminde bankanın murabahaya konu mala sahip olması gerektiğini ve müşteriye vadeli olarak satmadan önce ilgili malın tazmin sorumluluğunu üstlenmesi gerektiğini ifade etmişlerdir. Şayet murabahaya konu mal, finansman talebinde bulunan müşteriye önceden satılmış olursa banka kendinde bulunmayan bir malı satmış olacak veyahut borcun satımını gerçekleştirmiş olacaktır. Bu işlemler ise İslam hukukuna göre faiz ihtiva eden işlemlerdir. Faizin borçlu cihetinden yasaklanmasının ise İslam hukukunda bir özel diğeri genel olmak üzere iki şekli söz konusudur. Özel olan şekli îne satışının yasaklanması biçiminde vuku bulmuştur. Genele gelince onlar da malın korunmasına dair ortaya konan şer’i kurallardır. Faiz, büyük bir zulüm ve insanların mallarını haksız yere yemektir. İşte bu düsturdan hareketle, İslami bankalar bu haksızlığı ve zulmü bertaraf edecek şekilde faizsiz sistemi işletmek üzere ortaya çıkmıştır. Bu bankaların sorumluluğunu üzerine alan kimseler, İslam hukukunun kaidelerine ve prensiplerine uygun olacak şekilde faizli sisteme alternatifler geliştirmek ve insanların ihtiyaçlarını faizden uzak durarak karşılayabilmek için gayret göstermişlerdir. İlk ortaya çıktığı zamanlarda emek-sermaye ortaklığı (mudarebe) ve murabahalı (üzerine kâr ilave ederek) satış işlemleri zemininde hizmet veren İslami finans sektörü, ilerleyen yıllar ve gelişen konjonktür içerisinde yeni faizsiz finans ürünleri ortaya koymak adına çalışmalar yürütmüştür. Klasik fıkıhta çokça kullanılan selem ve ıstısna’ akitleri, murabaha, icare ve mudarebe temelli sukuk ihraçları İslami bankacılık noktasında üzerinde çalışılan faizsiz finans ürünlerinden bazılarıdır. Bunun yanında İslami finans, sadece bankacılık alanında değil sigortacılık sahasında da tekafül adı altında faizsiz bir model sunmak amacıyla çalışmalara zemin hazırlamıştır. Ortaya çıkan gelişmelere paralel olarak bu kurumların müşterilerine sağladığı finansman formülleri de gelişmiştir. Bu formüllerden birisi de nakit ihtiyacını karşılamanın başarılı bir yolu olarak düşünülen teverruk ürünüdür. Bu işlem zaman içerisinde İslami Bankacılık işlemleri arasında yaygınlık kazanmıştır. Öyle ki, bazı ülkelerin İslami bankalarındaki finansal işlemlerde teverruk, işlem hacmi bakımından temel finansal ürün haline gelmiştir. İslami finans geleceği üzerindeki etkisini ve hükmünü anlamak, diğer finansman biçimlerinin ekonomik yönünü bilmek amacıyla banka teverrruku sürecine ışık tutma gereği duyuldu. TKBB Danışma Kurulunun çıkardığı standardın ardından Teverruk meselesi bu günlerde Türkiye’de İslami bankacılık alanıyla iştigal eden hukukçular ve iktisatçılar arasında tartışmaya mahal olan konulardan biridir. Konu, İslami bankalar başta olmak üzere teverruka alışmış finans kuruluşlarını geleneksel bankacılık finansman uygulamalarına yaklaştırdığı için önem arz eden bir konudur. Bu çalışmada ilk olarak teverruk işleminin kavramsal çerçevesi üzerinde durulmuştur. Sonrasında ise banka teverrukunun terim anlamı bağlamında ine satışı ile bağlantısı ele alınmış, ardından teverruk çeşitleri incelenmiş daha sonrasında ise konu, sedd-i zerai ve hiyel konuları ile mukayese edilerek incelenmiştir. Çalışmanın sonunda ise AAOIFI Standardı ile TKBB Merkezi Danışma Kurulunun yayınlamış olduğu teverruk standartlarının ayrıntılı bir şekilde incelemesi yapılmıştır. Sonrasında ise her iki standart için bir değerlendirme yapılmıştır.
İslam Hukuku Îne Teverruk Sedd-i Zerâi’ Yapılandırma Hile Karz Limit
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |