Kur’ân,insanın var oluş sürecinde, insanı tasallutu ile baştan
çıkarmayı gaye edinen şeytanı birlikte anmış, kendisi ile mücâhede edilecek bir
varlık olarak göstermiştir. Apaçık bir düşman olan şeytana karşı insanın nasıl
bir strateji geliştirmesi gerektiği kimi âyetlerde gösterilmiştir. Günümüz
insanının, şeytânî her türlü fikir ve davranışa karşı bilinçli bir mücadele
göstermesi, Kur’ân’daki bu mesajları yorumlayıp içselleştirmesi ile
ilişkilidir. Bu makalede “Kim, Rahmân'ın zikrini görmezlikten gelirse biz onun
başına bir şeytan sararız. Artık o, onun ayrılmaz dostudur.” (ez-Zuhruf 43/36)
âyeti özelinde zikrin, şeytan ile mücadelede önemli bir yeri olduğu, Allah’ı
anıştan uzak kimselere şeytanın karîn olacağı üzerinde durulmuştur. Bu bağlamda
zikrin, şeytana karşı anlamlı bir ilkeli duruş kazandırdığı ve mücâdele
bilincine güç kattığı mesajını ortaya koymak büyük önem arz etmektedir. Nitekim
makalede ele alınan bilimsel çalışmalar da bu düşünceyi doğrular niteliktedir.
Dolayısıyla, mü’minlerin, gerek Zikr olarak anılan Kur’ân’ı, gerekse O’nu
hatırlatan her söz ve davranışı, kendi hayatlarında, şeytana karşı güçlü
duruşun kaynağı olarak görmeleri elzemdir.
kahramanmaraş sütçü imam üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 6 Sayı: 11 |