The most taught language in Turkey after English is Arabic. Arabic is a language spoken by millions of people, recognized by the United Nations. In addition to being a religion, it is a popular language in Turkey for many commercial, geographical and historical reasons. Teaching this language has gone through many stages since the Republic period. Although precautions were taken regarding its teaching in some periods, it was taught by both official and unofficial institutions throughout the republican period. The leading official institutions teaching this language were the Higher Islamic Institutes, which started to be established in 1949 and numbered up to eight over time. Teaching Arabic has an extremely important place in Higher Islamic Institutes, along with Islamic and human sciences. In this study, teaching Arabic in the Higher Islamic Institutes established during the Republic period was discussed. Firstly, information was given about Arabic teaching in Turkey since the Republican period, and then information was given about Arabic teaching, books taught, and course instructors in the Higher Islamic Institutes that started to be established in 1949. Some evaluations have been made about the Arabic textbooks taught in these Institutes and the teaching of Arabic.
Arabic Language and Rhetoric Arabic Language Arabic Teaching Republican Period
Dil, insanlık tarihinin başlamasıyla birlikte, iletişime ihtiyaç duyulduğu günden beri iletişim ihtiyacına cevaben ortaya çıkmış ve giderek gelişmiş, geliştirilmiş bir iletişim sistemidir. İnsanoğlunun derdini, meramını, duygu ve düşüncelerini ifade edebilmek, ihtiyaçlarını temin etmek üzere gerekli taleplerde bulunmasının aracı olarak başvurduğu bir iletişim öğesidir. İnsan ile hayvan arasındaki en önemli farklarından biri olarak değerlendirilen dil, insanın yaratıldığı dönemden beri var olmuş ve insanoğlunun tarihî gelişimiyle birlikte gün geçtikçe gelişmeler kaydederek günümüze kadar önemli evrelerden geçmiş, ciddi mesafeler kat etmiş ve çeşitlenmiştir. Yeryüzünde insan nüfusunun artması, insanın yaşam coğrafyasının gelişmesi ve yaşam alanlarının birbirinden uzaklaşmasıyla birlikte farklı diller ortaya çıkmış ve dünyanın farklı yerlerinde yaşayan insan grupları birbirinin dilini anlayamaz hale gelmiştir. Bu yönüyle dil öğretimi tarihinin, insanlık tarihindeki iletişim ihtiyacıyla eş zamanlı olduğu söylenebilir. Farklı diller konuşan insan kitleleri, birbirleriyle iletişim kurabilmek ve anlaşabilmek için birbirlerinin dilini öğrenmek durumunda kalmışlardır. Başlangıçta çok temel, basit ihtiyaçların giderilmesi amacıyla basit düzeyde iletişim dizgelerinin öğrenilmesi ve öğretilmesi şeklinde gerçekleşen bu eğitim faaliyeti, insanoğlunun ihtiyaçlarının çoğalması, teknolojik gelişmelerin de sebep olduğu küreselleşmenin neticesinde ticaretin ve diğer alanlardaki alışverişin artmasıyla birlikte dil öğrenme ihtiyacı büyümüş, onun için de dil öğreten kurumlar açılmıştır.
Dünyada ve Türkiye’de en çok öğretilmesine ihtiyaç duyulan dillerden biri de Arapçadır. Arapça, Birleşmiş Milletler tarafından tanınan, milyonlarca insanın konuştuğu bir dildir. Bunun yanında ticari, coğrafi ve tarihi pek çok sebepten dolayı bölgemizde ve Türkiye’de rağbet gören bir dil olmuştur. Osmanlı döneminde medreselerde, okullarda ve mekteplerde başta Arapça ve Farsça olmak üzere çeşitli dillerde yabancı dil eğitim ve öğretimi yapılmıştır. Hatta Türkiye’de İngilizceden sonra en çok öğretilen dil Arapça olmuştur. Türkiye’de bu dilin öğretimi Cumhuriyet Dönemi’nden bu yana pek çok aşamadan geçmiştir. Bazı dönemlerde öğretilmesi hususunda bazı zorluklarla karşılaşılmış olsa da Cumhuriyet Dönemi’nin tamamında hem resmî hem de gayri resmî kurumlar tarafından öğretimi gerçekleştirilmiştir. Arapça öğreten resmî kurumların başında ise 1959 yılında kurulmaya başlanan ve zamanla sayıları sekize kadar ulaşan Yüksek İslam Enstitüleri gelmiştir. Yüksek İslam Enstitüleri müfredatında yer alan İslâmî ve beşerî ilimlerin yanı sıra Arapça öğretimi de son derece önemli bir yere sahip olmuştur. Bu çalışmada özellikle Cumhuriyet Dönemi’nde kurulan Yüksek İslam Enstitülerinde gerçekleştirilmiş olan Arapça öğretimi ele alınmıştır. Çalışmada öncelikle Cumhuriyet Dönemi’nden bu yana Türkiye’de Arapça öğretimi ele alınmış akabinde ise 1959 yılında tesis edilmeye başlanan Yüksek İslam Enstitülerinde Arapça öğretimi, okutulan kitaplar ve ders hocalarından söz edilmiştir. Ayrıca bu Enstitülerde okutulan Arapça ders kitapları ve Arapça öğretimi hakkında birtakım değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Yüksek İslam Enstitülerinin nispeten yoğun sayılabilecek ders programında, Kur’ân-ı Kerîm, Vücûh İlmi, Tefsir, Belâgat-ı Kur’âniyye, Hadis, Siyer, İlm-i Tevhîd, Kelâm, İslâm Hukuku, Fıkıh ve Usûl-i Fıkıh, İslâm Dini ve Mezhepleri Tarihi, Mukayeseli Dinler Tarihi, İslâmî Türk Edebiyatı Tarihi, Tasavvuf Tarihi, Ahlâk, İslâm Felsefesi Tarihi, Mantık, İslâm Tarihi, Muasır İslâm Ülkeleri Tarih ve Coğrafyası, Dinî Psikoloji, Dinî Pedagoji, İslâm Sanatları Tarihi, Hitabet ve İrşad, Dinî Mûsiki, Yabancı Dil (Almanca, Fransızca, İngilizce), İnkılâp Tarihi gibi derslerin yanı sıra Arap Dili ve Edebiyatı dersi de yer almaktaydı.
Yüksek İslam Enstitüleri ders programında Arapça öğretimine yönelik sadece Arap Dili ve Edebiyatı dersi bulunuyordu. Başlangıçta, Arap Dili ve Edebiyatı dersi birinci sınıfta 6 saat, ikinci sınıfta 5 saat, üçüncü ve dördüncü sınıflarda ise 4’er saat, yıllık bazda düşündüğümüzde toplam haftada 19 ders olarak görülmekte idi. 1978-1979 eğitim-öğretim yılında programda yapılan değişiklikle bu derslerin sayısı 23’e çıkarıldı.
Arapça dersinde birinci sınıfta genellikle sarf konuları öğretilirdi. İkinci sınıfta nahiv konuları işlenirdi. Üçüncü sınıfta belâgat, dördüncü sınıfta ise Arap edebiyatı üzerinde durulurdu. Fakat her okulda farklı kitap veya doküman takip edilirdi. Ders işleme yöntemine gelince genellikle önce öğretim elemanı bir kez metni okur, öğrenciler de metin üzerine hareke koyar, öğretim elemanı tercüme ederdi ve öğrenciler kelimelerin anlamlarını not ederlerdi, dersin tam olarak anlaşılması için daha sonra bazı öğrenciler de metni tercüme ederlerdi. Ondan sonra da hoca ilgili gramer konusunu anlatıp, örneklerle izah ederdi.
Arap Dili ve Belagati Arap Dili Arapça Öğretimi Cumhuriyet Dönemi Yüksek İslam Enstitüleri.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Arap Dili ve Belagatı |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 29 Şubat 2024 |
Kabul Tarihi | 27 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 11 Sayı: 1 |