One of the creatures created by Allah on earth is pigeons. On the one hand, pigeons can contribute to the salvation of the balance of nature due to their instinctive duty. On the other hand, it can perform some important tasks for the benefit of humans. This situation naturally calves the way for the structure of a law between pigeons and humans. The issues that preoccupy Islamic law are the provisions of acquiring pigeons for different purposes, taking care of them, spending time together, performing some activities together and other fiqh issues related to pigeons. In this research, the provisions of the mentioned jurisprudential issues related to the pigeon were discussed comparatively within the framework of the opinions of the sects and jurists. This research has shown that although the pigeon is not referred to in the Quran, it is referred to in tafsir and hadith, is the subject of proverbs and is used to express positive and negative states and actions. It has been determined that the domestication of the pigeon dates back to the time of Prophet Noah and that it has been used in various functions by many tribes and societies. It has not escaped attention that the pigeon occupies an important place in some of the jurisprudential rulings that form the main backbone of the study. In this context, since the pigeon is not an impure animal, its feces smearing on the clothes does not affect the validity of prayer. It is permissible for a person to have and feed pigeons, provided that he does not neglect his primary duties towards Allah and people, does not cause harm or damage to his neighbors and does not spend all his time with pigeons. Otherwise, this permissible action may be mushbooh or even haram for that person. It is also permissible to hunt pigeons to eat their meat, to obtain their young or eggs, to benefit from their sound and beauty, or to trade them. It is not permissible to hunt pigeons with owners and pigeons without owners if they mix with each other. According to the majority of scholars, since the pigeon is considered a game animal, a person who is in Ihram and hunts it will be punished; however, according to Imam Malik, since the pigeon is not considered a game animal but is a domestic animal, just like chickens and ducks kept at home, there will be no punishment. According to those who support the punishment in this regard, the principle that the hunted animal should bear a similarity in appearance to the sacrificial animals is adopted. If the hunted animal is a pigeon belonging to the Haram region, according to some scholars, only one sheep should be paid as a penalty. According to some scholars, a sheep should be given the value determined by two just referees, if the opinion of some of the companions is followed. According to the Hanafis, if trained animals such as falcons, hawks and pigeons that come from distant places or have similar characteristics are hunted, the hunter must be given two punishments at the same time because he has violated the rights of Allah and the rights of others. On the other hand, according to some scholars, those who keep pigeons just to fly them are dissolute, disrespectful and impersonal people and their testimony cannot be accepted. Because of the pigeons, they torment their neighbors, throw stones at their houses and become aware of their private situations. However, if the pigeon keeper pursues purposes such as obtaining offspring, delivering news or sharing his loneliness and does not disturb his neighbors, then his testimony can be accepted. On the other hand, if a person finds a pigeon in a settlement and realizes that there is no other wild pigeon like it, it is his duty to declare it in order to return it to its owner. Because that found pigeon is like a lukatha. If one party establishes a partnership by mating a female pigeon and the other a male pigeon and obtaining offspring, this partnership is permissible because both birds are capable of incubating eggs. If a person usurps a female pigeon and mates it with a male pigeon that belongs to him, and obtains eggs and chicks from this mating, the pigeon and its chicks belong to the original pigeon owner. No payment is required for the usurper for using his male dove in the incubator. The owner of the pigeon is responsible for paying the equivalent of the egg or its value to the usurper, since the pigeon was incubated with someone else's egg. Since pigeons cannot be used as weapons of war, it is not permissible to pit them against each other. However, it is permissible to use them as a means of communication and transportation if necessary.
Allah Teâlâ’nın yeryüzünde yarattığı canlılardan birisi de güvencinlerdir. Güvercinler bir taraftan içgüdüsel vazifesi itibariyle tabiat dengesinin korunmasına katkı sağlamakta, diğer taraftan da insanların yararına azımsanmayacak birtakım görevler ifa edebilmektedir. Bu durum haliyle güvercinle insanlar arasında bir hukukun oluşmasına zemin hazırlamıştır. Farklı amaçlarla güvercin edinmenin, bakımını üstlenmenin, birlikte zaman geçirmenin, beraber bazı aktiviteler gerçekleştirmenin ve güvercinle ilgili diğer fıkhî meselelerin hükümlerinin ne olduğu İslâm hukukunu meşgul eden hususlardandır. Bu araştırmada güvercinle ilgili bahsi geçen fıkhî meselelerin hükümleri genel olarak mezhep ve fakihlerin görüşleri çerçevesinde karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır. Bu araştırmayla güvercine Kur’an’da atıf yapılmasa da tefsir ve hadislerde atıf yapıldığı, darbımesellere konu olduğu ve olumlu ve olumsuz hal ve hareketleri ifade etmekte kullanıldığı görülmüştür. Güvercinin evcilleşmesinin Hz. Nuh’a kadar dayandığı, pek çok kavim ve toplumlar tarafından muhtelif görevlerde kullanıldığı tespit edilmiştir. Çalışmanın ana omurgasını teşkil eden fıkhî hükümlerin bazılarında da güvercinin önemli bir yer işgal ettiği dikkatlerden kaçmamıştır. Bu bağlamda güvercin necis bir hayvan olmadığı için dışkısı elbiseye bulaştığında namazın sıhhatine engel değildir. Kişinin Allah’a ve insanlara karşı aslî vazifelerini ihmal etmemesi, komşulara zarar ve ziyan vermemesi ve vaktinin tamamını güvercinle geçirmemesi şartıyla güvercin edinmesi ve beslemesi câizdir. Aksi halde mubah olan bu eylem o kişi için mekruh, hatta haram olabilmektedir. Etini yemek, yavru veya yumurtasını elde etmek, sesi ve güzelliğinden istifade etmek veya ticaretini yapmak amaçlı güvercin avlamak da mubahtır. Sahipli güvercinlerle sahibi olmayan mubah güvercinler birbirleriyle karışmaları durumunda avlanmaları câiz değildir. Ulemânın kâhir ekserisine göre, güvercin bir av hayvanı sayıldığı için ihrama giren kimse onu avlarsa ceza terettüp ederken; İmam Mâlik’e göre, güvercin av hayvanı sayılmayıp tıpkı evde beslenen tavuk ve ördekler gibi evcil hayvan olduğundan ceza terettüp etmez. Bu konuda cezayı savunanlara göre avlanan hayvanın suret bakımından kurbanlık hayvanlarla bir benzerlik taşıması esası benimsenir. Avlanan hayvan Harem bölgesine ait bir güvercin ise, ceza olarak bazı ulemâya göre sadece bir koyun ödenmesi gerekir. Bazı ulemâya göre ise ashaptan bazılarının görüşüne uyularak bir koyun, değilse iki âdil hakemin takdir ettiği kıymeti verilmelidir. Hanefîlere göre ise, uzak yerlerden gelebilen veya buna benzer bir vasıf taşıyan doğan, şahin ve güvercin gibi eğitilmiş hayvanlar avlanırsa avlayan aynı anda Allah hakkını ve kul hakkını çiğnediği için iki ceza vermelidir. Diğer yandan bir kısım fakihlere göre sırf uçurmak için güvercin besleyenler sefih, saygıdan yoksun ve kişiliksiz kimseler olduğu için onların şahitliği kabul edilemez. Çünkü onlar güvercin yüzünden komşularına eziyet etmekte, evlerini taşlamakta ve onların özel hallerine vâkıf olmaktadırlar. Ancak güvercin besleyen, yavru elde etmek, haber ulaştırmak veya yalnızlığını paylaşmak gibi amaçlar güder ve komşularını rahatsız etmezse o zaman şahitliği kabul edilebilir. Öbür taraftan bir kimse yerleşim birimi içerisinde bir güvercin bulur, o güvercinin benzerinin yabanî olmayacağının idrakine varırsa ona, sahibine geri vermek için ilan etmek düşer. Çünkü o buluntu güvercin lukata hükmündedir. Bir taraf dişil, diğer taraf eril bir güvercini çiftleştirmek ve yavru elde etmek suretiyle ortaklık kursalar her iki kuşun da kuluçkaya ehil olması sebebiyle bu şirket câizdir. Bir kimse dişil bir güvercin gasp edip kendine ait eril güvercinle çiftleştirse ve bu çiftleştirmeden yumurta ve yavru elde etse güvercin ve yavrusu asıl güvercin sahibine aittir. Gasp edene eril güvercinini kuluçkada kullanmasından ötürü herhangi bir bedel gerekmez. Güvercinin sahibine ise başkasının yumurtasıyla kuluçka icra edildiği için yumurtanın bir benzerini veya kıymetini gâsıba ödemek düşer. Güvercinlerin savaş aracı olarak kullanımı mümkün olmadığı için birbirleriyle yarıştırılması câiz değildir. Ancak onlardan haberleşme ve nakil vasıtası olarak istifade edilmesi ihtiyaca binaen câizdir.
İslâm Hukuku Kuş Güvercin Edinmek Güvercin Avlamak Güvercin Alıp-Satmak
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Hukuku |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 10 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 19 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 11 Sayı: 2 |