Dini ve ahlaki değerlerle erdemler bireyler ve toplumsal hayat için kaçınılmaz bir öneme s ahiptir. Değerler genellikle beğenilen, inanılan, arzu edilen ve yararlı görülen şeyleri gösteren ölçülerdir. Bu yüzdendir ki, her birey ve toplumun davranışları muhakkak surette bir “değer” veya “erdem” ile ilişkilidir. Her hangi bir kişi “doğru” olmaya çalışıyorsa bu, doğruluğu bir değer olarak görmesindendir. Çünkü insan, fıtrat olarak selim bir tabiat ile din ile ahlaki ilkeleri kabul etmeye eğilimli ve huzurlu bir ortamda yaşamaya yatkın bir yapıda yaratılmıştır. Kâinat içerisindeki varlıklar arasında önemli bir mevkiye sahip olan insan, kendisi ve kâinatla olan ilgisi açısından yaratıcısının isteklerine göre hareket ettiğinde evrende olması gereken yerde bulunmuş ve dengesini korumuş olmaktadır. Başka bir ifadeyle o bu yürüyüşüyle “erdemli bir insan” olmaktadır. Ne yazık ki modernite, sekülerleşme ve postmodernizm gibi akımlar ve süreçler, insanın içinde yaşadığı dünyada ahlaki müphemliğin egemen olduğu bir yaşam evreni yaratmış ve böylece ahlaka dayalı yaşantıya büyük zarar vermiştir. Artık toplumsal evrende sabit olan, gizli, örtülü hiçbir şeyin kalmadığı; her şeyin alabildiğine esnek, akışkan, serbest, görünür ve orta yerde olmasına neden olduğu ilgili süreçlerin, söz konusu evreni yaratırken yıktığı ilk duvarlardan biri ise din olmuştur. Din duvarının yıkıldığı yerde zemin kayganlaşmakta, ilke yerini ilkesizliğe, güven yerini güvensizliğe, adalet yerini bir biçimde zulme terk etmektedir. Bunun sonucunda ise hakikat ve gerçeklik gibi ilkelerin içi boşaltılmakta ve insan için hayati önemi bulunan, ıskalanması mümkün olmayan “anlam” buharlaşmaktadır. Anlamın buharlaşmasıyla birlikte ahlaki ilkeler toplumdan dışlanmakta ve insanlar arasındaki sosyal ilişki ve bağlar pamuk ipliğine dönüşmektedir. İşte bu yüzdendir ki, bu çalışma Nahl suresi 90. ayet çerçevesinde erdemli bir toplum için gerekli görülen adalet, ihsan ve akrabaya yardım etmeyi, aynı şekilde erdemli bir toplum oluşturmada engel olarak görülüp Allah tarafından yasaklanan fahşa, münker ve bağy’i literatür taraması yöntemi ile ele almaktadır. Çalışmada bundan hareketle, üç erdem ya da ilkenin emredilmesi ile yine erdemli bir toplumun teşkil edilip yaşatılmasına engel olan üç yasak çerçevesinde erdemli bir toplumun nasıl tezahür etmekte olduğu analiz edilmektedir. Çalışmanın amacı, belli erdemlere uyulup, bazı kötülüklerden kaçınılması halinde ideal bir toplumun hayal olmadığını ortaya koymaktır.
Toplumsal yaşamın aktif üyeleri olan bireyler, aileden başlayarak eğitim ve diğer bütün toplumsal kurumlar aracılığı ile bu üç emredilen ve üç yasaklanan prensip çerçevesinde sosyalleşmesini tamamlarsa, erdemli kişi olma imkânı elde edebilir. Diğer bir deyişle kendisi için ve çevresi için adaleti işleten, bütün mahlûkata ihsanda bulunan ve özellikle akrabayı kollayan, görüp gözeten kişiler, iyilik ve diğerkâmlığı karakter haline getiren erdemli insan olma ideali ile hareket etmiş olur. Aynı şekilde birey ve topluma zarar veren ya da kötülüğün ve bencilliğin sıradanlaşarak yaygınlaşmasına neden olan her türlü aşırılık, kötülük ve haddi aşma davranışından kaçınan bu kişiler erdemli bir ortam oluşumuna katkı sunarlar. Bu itibarladır ki ilgili ayet, Müslümanların bu ilkeleri içselleştirmek suretiyle sekülerizmin büyüsüne kapılan insanlara somut örnekler sunmalarını istemektedir. Sonuç olarak ilgili ayet erdemli bireyler erdemli bir toplumun oluşmasını, erdemli toplum da aynı şekilde erdemli bireylerin toplum içerisinde yeniden inşa edilmesini sağlamış olacaktır. Böylece imaj değil hakikat ortaya çıkar, din metalaştırılmaz ve her şeyin mübah olduğu bir dünyada yaşanmaz. Tam aksine herkesin hakkının verildiği adalet, işlerin iyilikle ve nitelikli bir şekilde yapıldığı ihsan ile toplumdaki bireylerin birbiriyle yardımlaşması sağlanırken; birey ve topluma zarar veren her tülü aşırılık, kötülük ve azgınlık da yok olur ya da azalmış olur. Böylece erdemli yaşayışın ön planda olduğu bir dünya kurulur ki, bundan bütün mahlûkat bu kurulan düzenden olumlu yönde etkilenir.
Religious and moral values and virtues have an inevitable importance for individuals and social life. Values are generally measures of what is liked, believed in, desired, and deemed useful. That is why the behavior of every individual and society is definitely related to a "value" or "virtue". If anyone tries to be "right", it is because they see righteousness as a value. Because human beings were created with a benign nature and a tendency to accept religious and moral principles and to live in a peaceful environment. When human beings, who have an important position among the beings in the universe, act according to the wishes of their creator in terms of themselves and their relationship with the universe, they are in the place they should be in the universe and maintain their balance. In other words, he becomes a "virtuous person" with this walk. Unfortunately, processes such as modernity, secularization and postmodernism have created a life universe dominated by moral ambiguity in the world in which people live, thus causing great harm to moral life. There is no longer anything fixed, hidden or veiled in the social universe; Religion was one of the first walls that the relevant processes, which caused everything to be extremely flexible, fluid, free, visible and in the centre, destroyed while creating the universe in question. Where the wall of religion collapses, the ground becomes slippery, principle is replaced by unprincipledness, trust is replaced by distrust, and justice is replaced by cruelty. As a result, principles such as truth and reality are emptied and the "meaning", which is of vital importance for humans and cannot be missed, evaporates. With the evaporation of meaning, moral principles are excluded from society and social relations and ties between people turn into cotton wool. That is why this study focuses on justice, benevolence and helping relatives, which are considered necessary for a virtuous society within the framework of the 90th verse of the Surah Nahl, and prostitution, munkar and baghi, which are seen as obstacles to creating a virtuous society and are prohibited by Allah, by using the literature review method. is addressed. Therefore, it is analyzed here how a virtuous society manifests itself within the framework of the command of three virtues or principles and the three prohibitions that prevent the formation and survival of a virtuous society. The aim is to demonstrate that an ideal society is not a dream if certain virtues are followed and some vices are avoided.
Individuals, who are active members of social life, can have the opportunity to become virtuous people if they complete their socialization within the framework of these three commanded and three prohibited principles, starting from the family, through education and all other social institutions. In other words, those who administer justice for themselves and those around them, do good to all creatures, and especially look after their relatives, act with the ideal of being a virtuous person who makes goodness and altruism a character. Likewise, these people contribute to the formation of a virtuous environment by avoiding all kinds of excess, evil and transgressive behavior that harms the individual and society or causes evil and selfishness to become commonplace and widespread. In this respect, the relevant verse asks Muslims to present concrete examples to people who are under the spell of secularism by internalizing these principles. As a result, virtuous individuals will ensure the formation of a virtuous society, and a virtuous society will likewise ensure the reconstruction of virtuous individuals within society. In this way, truth, not image, emerges, religion is not commodified, and we do not live in a world where everything is permissible. On the contrary, justice, where everyone is given their rights, and generosity, where work is done with goodness and quality, ensures that individuals in the society help each other; All kinds of excess, evil and cruelty that harm individuals and society will disappear or decrease. Thus, a world is established where virtuous living is at the forefront, and all creatures are positively affected by it.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Araştırmaları (Diğer) |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 17 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 20 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 11 Sayı: 2 |