Giri
ş [ss. VII-XI]’te temas edildiği gibi1, İslâm kelâmında salt akılcılık söz konusu de
ğildir. Bu alanla ilgili olarak, sadece akılcı eğilimlerden söz edebiliriz ve ‘ak
ılcı’ ve ‘akılcılık’ terimleri, sadece bazı kelâmî meseleler münasebetiyle doğru olarak kullan
ılır. Bununla birlikte, İslâm kelâmında akılcılık alanına giren konular bulundu
ğu için, bu terimi kullanmayı tercih etmekteyim. Mu‘tezilîler, kimi öğretilerinde böylesi bir ak
ılcılığa çok yakın bir konumda idiler, fakat onların dindarlığı [da] yads
ınamaz, çünkü onlar için vahiy merkezî bir mesele idi. Mu‘tezilî fikirleri kendi a
şırılıklarına, yani aklı, bütün bilgilerin kaynağı olarak görmeye kadar götüren İbn Râvendî gibi bilginler [birer] mülhid (unbelievers)dirler.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | TERCÜMELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Ocak 2009 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2003 Cilt: 1 Sayı: 2 |
ISSN: 1309-2030 KADER Kelam Araştırmaları Dergisi