Akıl ve vahiy insanlığa yol gösteren iki önemli rehberdir. İnsanlık ancak bu iki rehber sayesinde doğru yolu bulabilir. Fetânet ise işlevsel aklın zirve noktasıdır ki, bu durum peygamberlere verilmiş özel bir vasıftır. Bu vasıf, aynı zamanda aklı yerinde ve zamanında en iyi şekilde kullanma yetkinliğine sahip olma demektir. Bu, tek başına büyük bir değer ve ayrıcalık oluşturan bir sıfattır. Bu değer ve vasıf, peygamberlerin beşerî yönünü yansıtmakla birlikte vahye muhatap olmalarını sağlayan çok önemli bir özelliktir. Peygamberler bu özelliği ile bir taraftan vahye muhatap olup onu anlamaya ve uygulamaya çalışırlarken, diğer taraftan vahyin gelmediği durumlarda içtihat yaparak, gerektiğinde ortak akla başvurarak toplumdaki problemleri çözmektedirler. Bu durum onları başkalarına üstün kılan çok büyük bir güç oluşturmaktadır. Bilindiği gibi herkesin aklî melekesi farklı düzeydedir. Bu nedenle herkeste derecesine göre akıl bulunsa da fetânet sıfatı bulunmayabilir. Çünkü akıl, anlama, kavrama, düşünme ve muhakeme gücü anlamına gelirken, fetânette ise bunların yanı sıra olayları çok yönlü olarak görüp derinlemesine analiz yapacak bir güç manası vardır. Peygamberlerde bulunan fetânet sıfatına örnek olmak üzere Hz. Muhammed (s.a.v) ve Hz. İbrahim’in (a.s) fetânetlerine kısaca temas etmekle yetineceğiz. Çünkü bunlarda olan vasıflar diğer peygamberlerde de bulunmaktadır. Hz. Muhammed (s.a.v), içinde yaşadığı şirk toplumunda tevhid mücadelesi vermiş, söz konusu toplumu dönüştürebilmek için vahyin desteğindeakıl, mantık ve muhakemeyle hareket ederek onları ıslah etmiş, bu mücadele sonunda 23 yıl gibi kısa bir zaman diliminde imanlı, ibadetli ve ahlaklı bir toplum meydana getirmeyi başarabilmiştir. Gerek Mekke gerekse Medine dönemlerinde halkın problemlerinin çözüm mercii olması ve bunda da muvaffak olup herkesin problemlerine çözüm bulması, onun İlahî desteğin yanındafetânet sıfatının bir göstergesi olarak dakabul edilmelidir. Peygamberlerin atası olarak kabul edilen Hz. İbrahim’in (a.s) hayatına baktığımızda onda fetânet sıfatı çok bariz bir şekilde görülmektedir. Şöyle ki Hz. İbrahim’in, babası Azer ile tartışmalarında “putların cansız, hiç kimseye zararı ve faydası dokunmayan nesneler olduklarını ve yaratmada hiçbir fonksiyonlarının bulunmadığını” nazara vererek onun düşünmesini istemesi; puthanedeki putları balta ile kırıp baltayı büyük putun boynuna asması ve bu vesile ile puta tapan ahalinin akıllarını çalıştırarak düşünmelerini sağlaması, onun fetânetine en güzel bir örnektir.Konusu aklı yerinde ve zamanında kullanma perspektifinde fetânet sıfatı olan bu makalenin amacı, vahyin desteğinde insanlara örnek olma noktasında peygamberlerde bulunan bu sıfatın önemine vurgu yapmaktır.Bunu yaparken konunun daha iyi anlaşılabilmesi için akıl-vahiy ve akıl-fetânet ilişkisine temas eden bir yöntem takip edilmiştir.
Kelâm Akıl Vahiy Fetânet Peygamberlik Kalām reason evelation superintellect/fatānah prophecy
Teşekkür eder, hayırlı çalışmalara dilerim
Kelâm Akıl Vahiy Fetânet Peygamberlik Kalām reason evelation superintellect/fatānah prophecy
Reason and revelation are two important guides for humanity. People can find the right path only thanks to these two guides. Fatānah is the peak of functional intelligence, which is a special attribute given to prophets. At the same time, this attribute is the ability and competence to use reason in the best way. Needless to say, this attribute comes along with great values and privileges. This prophetic attribute not only reflects the human aspect of the prophets but also points to a qualification through which they receive revelation. Through this feature, prophets, on the one hand, try to understand revelation and apply it. On the other hand, they solve the problems in their community by practicing ijtihād in cases where revelation has not come. This creates a great power that makes them superior to others. As it is known, everyone’s mental faculties are different. Although people are given intelligence according to their degree, they are not given the attribute of fatānah. At this point, reason means the power of understanding, comprehension, thinking, and reasoning. Fatanāhis a superintelligence through which prophets can see events from multiple perspectives and analyze them in depth. We shall briefly mention the fatanāh of the Prophets Muhammad and Abraham as examples. The Prophet Muhammad fought for tawḥīd (God’s unity) in his polytheistic society. In order to transform the society in question, he reformed them by acting with reason, logic, and reasoning with the support of revelation. At the end of this struggle, he successfully transformed his community into a religious, theistic, and moral society in 23 years. He was the authority to solve the people's problems in both Mecca and Medina. He successfully found solutions to peoples’ problems. His success has been explained by the attribute of fatanāh, along with divine support. When we look at the life of Prophet Abraham, who is considered to be the ancestor of the prophets, the attribute of fatānahis clearly seen in his prophecy. That is to say, in his discussions with his father Āzar, Prophet Abraham wanted him to think that "idols are inanimate objects that do not harm or benefit anyone and have no function in creation." The best example of his superintelligence is that he broke the idols in the idol household with an axe and hung the axe around the neck of the big idol. On this occasion, he made idol-worshippers use their intellect. The subject of this article is to emphasize the importance of this attribute found in the prophets, along with the support of revelation, as an example for people. To better explain the subject, the paper also examines the intellect-revelation relationship and intellect-superintellect relationship.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 7 Ekim 2022 |
Kabul Tarihi | 22 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |
Kader Creative Commons Atıf-Gayriticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.