İslam, kalbi sadece bir organ olarak telakki etmez.
Kalp aynı zamanda insanın anlama ve idrak etme merkezini oluşturur. Bu sebeple
hakikati görme veya hakikate kör bakma kalbin bir hareketi olarak ifade edilir.
Anlamak istemeyen kalbin felaketi ise bu durumda mühürlenme/hatm olmaktadır.
Mu’tezilî düşüncede her ne kadar mühürlenme bir akıbet/ceza, alamet veya diğer
insanlar için maslahat kabul edilse de insanın iman etme özgürlüğüne engel olan
bir belirlemeyi ifade etmez. İnsan, teklifin son anına kadar kendisi hakkında
nihaî kararı verebilme yeti ve kudretine sahiptir. Hem adli ilahi hem de insana
verilen tercih etme imkânı gerçeğe ulaşmayı engelleyecek faktörlere müsaade
etmemektedir. Bu sebeple hatm, bir sebep değil; bireyin kararıyla ilintili
sonuçtur. Buna göre özgür bireyin kendisi hakkında verdiği net ve sabit karar
mühürlenme olmaktadır.
Islam doesn’t consider the heart only as an organ. The heart comprises the center of understanding and comprehending of the humankind too. Thus, it is stated as an act of heart to see a truth or to look blindly to the truth. The disaster of heart which doesn’t want to understand is to seal or be sealed in this case. Even if Mu’tezilî is accepted as a sealing consequent, punishment, sign or benefit for the other people in an opinion, it doesn’t state the designation which is an obstacle for the man’s freedom to have faith in god. The man has got the power and capacity to make the final decision on themselve to the last moment of responsibility. The opportunity to prefer which is a forensic divine one and is given to the man doesn’t permit the factors to prevent to reach the truth.
Konular | Din Araştırmaları |
---|---|
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2017 |
Gönderilme Tarihi | 26 Eylül 2017 |
Kabul Tarihi | 14 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 |
Kader Creative Commons Atıf-Gayriticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.