This article discusses Abū ʽUthmān al-Jāḥiẓ (d. 255/869) (one of the first Muʽtazilī scholars) Allah-world relationship, his understanding of custom, and his view on miracles. The Muʻtazilī thinkers examined the problem of miracles within their concept of prophethood. They divide miracles, which they accept as the only proof of prophethood, into two: those under the power of Allah and under the power of the created. Jāḥiẓ explains these two sorts of miracles with the order in the universe established by Allah and people and expresses this order with the concept of custom (ʻāda).
Jāḥiẓ divides custom into three. The first of these is the “qā’im (constant) custom”, which is based on the theory of kumūn-ẓuhūr and expresses the general rules that occur as a requirement of the general functioning in the universe. According to Jāḥiẓ “qā’im (constant) custom” is that knowledgeable people are aware of the custom of the universe. This custom is an order created by Allah in the eyes of intelligent and knowledgeable people, which is continuous and therefore cannot be interrupted, and in which there is no chaos. He states that this order is realized through the natures in the objects, which are knowable to everyone. But rarely a nature in this order can be interrupted due to a situation that takes it out of the natural flow and cannot be explained by natural causes. According to him, this is proof that nature, which has the defining feature of the object, is created by the creator, and maintains its continuity based on an arranged program. However, the creator can involve in this order when necessary. In this type of custom, God’s intervention occurs by breaking the qā’im custom that continues on a regular basis. The second of these is the “regional custom”, which is not known to everyone but only known to people living in a certain area. Jāḥiẓ states that the miracle in this type of custom occurred when Allah broke the custom known to the people in the region. The third of these is “social custom” which is established by people. For Jāḥiẓ, the miracles of this kind are under the power of people. He argues that the miracle in this type of custom occurs with sarfa, that is, by God’s intervention with human’s motive or knowledge.
In this study, Jāḥiẓ’s view of miracles is discussed together with his theory of nature, his understanding of custom and sarfa.
Mu‘tazila The theory of nature The understanding of custom Miracle Sarfa Jāḥiẓ
Bu makalede ilk dönem Mu‘tezilî âlimlerinden Ebû Osman el-Câhız’ın (öl. 255/869) Allah-âlem anlayışı, âdet teorisi ve mûcize görüşü ele alınacaktır. Mûcize, Mu‘tezilî düşünürler tarafından peygamberlikle ilişkili olarak değerlendirilen bir konudur. Onlar, peygamberliğin ispatında tek delil olarak kabul ettikleri mûcizeyi Allah’ın kudreti altında bulunanlar ve insanların yapabildiği türden olmak üzere ikiye ayırırlar. Câhız bu iki türde gerçekleşen mûcizeyi âlemde Allah ve insanlar tarafından kurulmuş olan düzen ile açıklamış ve bu düzeni âdet kavramıyla ifade etmiştir.
Câhız, âdeti üçe ayırır. Bunların ilki, temelinde kümûn-zuhûr teorisinin bulunduğu ve âlemde genel işleyişin gereği oluşan genel kuralları ifade eden “kāim âdet”tir. Câhız’a göre kāim âdet, bilgi sahibi insanların farkında olduğu evrene ilişkin âdettir. Bu âdet Allah tarafından oluşturulmuş, akıllı ve bilgili insanlar nezdinde aşılması mümkün olmayan, bozulmaksızın devam eden, kesintiye uğramayan, karmaşanın olmadığı bir düzendir. Câhız, bu düzenin nesnelerde bulunan tabiatlar aracılığıyla gerçekleştiğini, herkes tarafından bilindiğini fakat nadiren gidişatına engel olan ve doğal sebeplerle açıklanamayan bir durum nedeniyle tabiatların bu düzenden ayrılabileceğini belirtir. Ona göre bu durum, nesneyi belirleyici özelliği bulunan tabiatın yaratıcı tarafından yaratıldığına, düzenlenmiş bir programa göre hareket ettiğine ve gerektiğinde yaratıcı tarafından düzeninden alıkonulduğuna delildir. Bu âdet türünde Allah’ın âleme müdahalesi yani mûcize, düzenli bir şekilde devam eden “kāim âdet”in dışına çıkılmasıyla gerçekleşir. Bunların ikincisi, herkes tarafından bilinmeyen sadece belli bir bölgede yaşayan insanların bildiği “bölgesel âdet”tir. Câhız, bu âdet türünde mûcizenin bölgedeki insanlarda bilgisi bulunan âdetin Allah tarafından ihlâl edilmesiyle meydana geldiğini belirtir. Üçüncüsü ise, insanlar tarafından oluşturulmuş olan toplumsal âdettir. O, insanların yapabildiği türden mûcizeyi toplumsal âdet ile ilişkili olarak açıklamış ve bu âdet türünde mûcizenin sarfe ile yani Allah’ın insanların güdülerine veya bilgilerine müdahalesiyle gerçekleştiğini öne sürmüştür.
Bu çalışmada Câhız’ın mûcize görüşü, fizik teorisi, âdet anlayışı ve sarfeyle birlikte ele alınmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 15 Ekim 2021 |
Kabul Tarihi | 28 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 19 Sayı: 2 |
Kader Creative Commons Atıf-Gayriticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.