This article aims to investigate the rational arguments presented by Abū al-Muʿīn al-Nasafī for justifying prophecy as a significant phenomenon in human history. The study begins by analysing al-Nasafī’s definition of prophecy, followed by examining its linguistic, philosophical, and theological implications. The possibility and necessity of prophethood are explored from two distinct perspectives: natural reason and divine wisdom. In terms of natural reason (ʿaql), prophethood falls under the category of possibilities (mumkināt), which implies that its existence is not impossible according to reason. When it comes to the divine wisdom of God, prophethood is considered a necessity (wājib), as it would be inconceivable for God to abandon humanity without guidance in the realm of existence. The author presents numerous arguments supporting both categories. For instance, several factors justify the rationale behind the institution of prophecy, such as the limitations of the human mind in acquiring knowledge, the need to express religious knowledge with clarity and precision, and the significance of preserving this knowledge for future generations. Al-Nasafī argues that prophetic reality provides the most plausible explanation for our body of knowledge in various fields such as astronomy, more precisely “science or knowledge of the stars” (al-ʿilm bi al-nujūm), and medical science held by humanity. Moreover, essential skills and crafts passed down from generation to generation, such as farming and dressmaking, that are essential for human survival, can only be attributed to prophetic reality. Al-Nasafī also maintains that the institution of prophecy is the exclusive factor that can adequately explain the presence of various languages throughout the world. According to him, the first human language was taught by a prophet, and all subsequent languages are derived from this original language. The second part of the paper centres on al-Nasafī’s criteria for validating the authenticity of a prophetic assertion. In al-Nasafī’s view, miracles constitute the most critical means by which an individual claiming prophethood can demonstrate their claim. Following, the paper highlights al-Nasafī’s differentiation between magic tricks or illusions executed by skilled magicians and miracles performed by prophets. Although magicians can manipulate and fool their audience using sleight of hand, the allure and mystique surrounding their illusions start to fade away once the causes or mechanics of those illusions become apparent. Conversely, as miracles are investigated and pondered over, they become increasingly precise and powerful. Lastly, as per al-Nasafī, merely having an intellectual understanding or belief in God alone is inadequate to achieve the happiness promised by the religion. Only through the institution of prophethood, one can comprehend the meaning (ḥikma) of our existence or life on Earth and acquire the benefits that pertain to both this world and the afterlife. By offering a thorough analysis of the concept of prophecy and al-Nasafī’s rational arguments in support of it, this paper aims to contribute to a deeper understanding of the notion of prophecy and its rational justifications in Islamic thought.
Prophecy (nubuwwa or risāla) Defence of prophecy Rational arguments for prophecy Abū al-Muʿīn al-Nasafī Islamic theology (Kalām)
The Ministry of National Education of Republic of Türkiye, the University of Birmingham, and Bartin University
I would like to express my earnest appreciation to my supervisors, Professor Nicholas Adams and Dr Richard Todd, for their astute observations and constructive input regarding the preliminary versions of this manuscript. Moreover, I am also grateful to esteemed Professor İlyas Çelebi and Dr Sami Turan Erel for their indispensable aid in sourcing and interpreting the Arabic materials for this study.
Bu makale, Ebu’l-Muʿîn en-Nesefî’nin peygamberliğin aklî olarak gerekçelendirilmesine yönelik ortaya koyduğu rasyonel argümanlarını ele almaktadır. Makale, tartışmaya en-Nesefî’nin peygamberlik kavramından ne anladığını ele alarak başlar ve onun tarafından kavramın lügavî, felsefî ve kelâmî anlamlarına dair sunulan görüşler tasnif edilir. Ardından, en-Nesefî’de nübüvvetin, aklî açıdan mümkün ve Allah’ın hikmeti açısından vâcib olmak üzere, iki farklı kategorik açıdan ele alınışı işlenir. En-Nesefî nübüvvetin hem aklen mümkün oluşuna hem de onun Allah’ın hikmeti gereği gerekli oluşuna dair birçok argüman sunar. İnsan aklının bilgiye ulaşma kapasitesinin sınırlı oluşu, dini bilginin açık ve sarih bir şekilde ortaya konulmasının gerekliliği ve yine gelecek nesiller için bu bilginin korunmasına ve depolanmasına duyulan ihtiyaç peygamberlik müessesesinin makul, mümkün ve gerekli oluşuna dair çok değerli iç görüler sunar. En-Nesefî’ye göre “yıldızların ilmi veya bilgisi” ve tıp bilimine dair insanlığın sahip olduğu malumat, yine insanların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan kimi sanat ve zanaatkarlığa dair önemli bilgilerin öğrenilip bu güne aktarılmış olması peygamberlik müessesesinin tarihte gerçekleşmiş bir vakıa olduğunu gösteren aklî çıkarımlardandır. Dahası en-Nesefî’ye göre insanlar arasındaki ilk dil de bir peygamber tarafından öğretilmiş ve diğer diller bu ilk dilden türemiştir. Makalenin ikinci kısmı, en-Nesefî’nin nübüvvet iddiasında bulunan birinin iddiasının geçerli olup olmadığına dair sunduğu kriterler ya da kıstaslar üzerine yoğunlaşır. En-Nesefî peygamberlik iddiasında bulunan birisinin iddiasını temellendirmesinin en etkili yolunu mucize olarak görür. Ardından mucizenin tanımına ve onun kelâmî ve felsefî gelenekler içerisinde nasıl anlaşıldığına dair bazı açıklamalar yapar ve mucizenin sıhhatine dair şartları tartışır. Örneğin mucizeler, becerilerini mükemmelleştirmek için yıllarını harcamış sihirbazlar tarafından gerçekleştirilen illüzyonlardan veya sihir numaralarından ayrılır. Bu kişiler, el çabukluğu kullanarak olağanüstü görünen numaralar sergileyebilirler çünkü onlar göz yanılması sayesinde izleyicileri aldatmaya yönelik zengin bir deneyim ve uzmanlığa sahiptirler. Bununla birlikte, daha yakından incelenip derinlemesine düşünüldüğünde, illüzyon numaralarının ardındaki nedenler keşfedildikçe, hilelerinin gizemi ve gücü yavaş yavaş azalır. Fakat, mucizeler araştırıldıkça ve üzerine düşünüldükçe giderek daha kesin ve güçlü hale gelirler. Sonuç olarak en-Nesefî’ye göre sadece entelektüel bir Tanrı anlayışı ya da inancı kişiyi din tarafından müjdelenen mutluluğa ulaştırmak için yeterli değildir. Kişinin dünya üzerindeki varlığını tatmin edici bir anlama (hikmet) bağlayabilmesinin, yine hem bu dünyaya hem de öbür dünyaya dair menfaatlerinin farkında olup onları elde etmeyi öğrenmesinin yegâne yolu peygamberlik müessesesidir. Özetle, bu makale, en-Nesefî’de nübüvvet kavramının kapsamlı bir analizini ortaya koyarak ve onun nübüvveti destekleyen rasyonel argümanlarını tartışarak, İslam düşüncesinde nübüvvet kavramının ve nübüvvete getirilen aklî savunuların daha derin bir şekilde anlaşılmasına katkıda bulunmayı ve yapılacak olan muhtemel modern aklî savunuların hangi hususlara odaklanması ya da mecralara yönelmesi gerektiğinin ipuçlarını ortaya koymayı hedeflemektedir.
Peygamberlik (nübüvvet-risâlet) Peygamberliğin müdafaası Peygamberliğe dair aklî argümanlar Ebu’l-Muʿîn en-Nesefî Kelam
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2023 |
Gönderilme Tarihi | 31 Mart 2023 |
Kabul Tarihi | 3 Haziran 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 21 Sayı: 1 |
Kader Creative Commons Atıf-Gayriticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.