This paper analyzes Mahmud II's famous purge of Bektashi lodges after the Vâkâ-yı Hayriyye (Auspicious Event) in the first half of the nineteenth century with a novel approach. In the current scholarship, the government's attempt to confiscate Bektashi properties has been discussed mainly in the economic and fiscal contexts. Furthermore, the ulema was depicted as indifferent to the confiscation of the Bektashi lodges in this narrative. Instead, this article sheds light on three essential aspects of the confiscation process. Firstly, it argues that many members of the ulema showed active and passive resistance to the abolishment of Bektashi lodges, managing to limit certain policies of the central government over the Bektashi lodges. The second argument of the paper is that the government took the ulema seriously throughout the process and created a careful religio-legal language to justify the procedure. Finally, it asserts that the Bektashi purge of Mahmud II did not reach its immediate aim to abolish Bektashism and create an additional financial resource for the newly established central army. However, this event became the starting point of a new government policy over religious endowments by redefining the central government's limits over the religious sphere.
Bektaşi Order Auspicious Event Religious Endowments Ottoman Ulema
Bu makale, II. Mahmud döneminin önemli olaylarından Vâkâ-yı Hayriyye’nin ardından Bektaşi tekkelerinin kapatılmasını yeni bir bakış açısıyla inceleyecektir. Mevcut çalışmalar, Bektaşi tekkelerinin kapatılması ve mülklerine el konulmasını genel olarak ekonomik sebeplerle ilişkilendirmektedir. Yine bu tarihyazımında, merkezi ulemanın Bektaşi tekkelerinin kapatılmasına karşı kayıtsız kaldığı düşüncesi hakimdir. Bu bakış açısına nazaran, bu çalışma müsadere sürecinin üç temel yönüne ışık tutuyor. Öncelikle, ulemadan pek çok ismin hükümetin Bektaşi tekkelerine yönelik müdahalelerine aktif ve pasif olarak direniş gösterdiği ileri sürülmektedir. Bu direncin, merkezi hükûmetin Bektaşi tekkeleri üzerindeki belli politikalarını sınırlandırmayı başardığı görülmektedir. İkinci olarak bu çalışma hükûmetin de tüm süreç boyunca ulemayı ciddiye aldığı ve prosedürü meşrulaştırmak için dikkatli bir dini-hukuki dil kurguladığını iddia etmektedir. Son olarak, II. Mahmud'un Bektaşi tasfiyesinin, Bektaşiliği ortadan kaldırma ve yeni kurulan merkezi ordu için ek bir mali kaynak yaratma yönündeki amacına ulaşamadığını ileri sürüyor. Ancak bu olay, merkezi hükümetin dini alandaki sınırlarını yeniden tanımlayarak, vakıflara ilişkin yeni bir hükümet politikasının başlangıç noktası olmuştur.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Osmanlı Kurumları ve Medeniyeti (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Nisan 2024 |
Gönderilme Tarihi | 3 Mart 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 7 |
Kadim'de yayınlanan makaleler, Creative Commons Atıf-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır. Bilimsel araştırmaları kamuya ücretsiz sunmanın bilginin küresel paylaşımını artıracağı ilkesini benimseyen dergi, tüm içeriğine anında açık erişim sağlamaktadır. Makalelerdeki fikir ve görüşlerin sorumluluğu sadece yazarlarına ait olup Kadim'in görüşlerini yansıtmazlar. Kullanım Şartları ve Gizlilik Politikası