Divan şiirinde mecazî ve ilahî aşklara ait ayrı birer terminoloji bulunmadığından, hangisinde hangi aşkın ele alındığı kesin yargılarla birbirinden ayırt edilememektedir. Bu yüzden aşkın işlendiği manzumeler her iki anlamda da yorumlanmaya açıktır. Bu çalışmada buna benzer bir konu üzerinde durulmuş ve Fuzûlî Divanı esas alınarak sevgili ve sevgiliden yapılan şikâyetlerin beşerî ve İlahî niteliklerden hangisini taşıdığı irdelenmiştir.
Fuzûlî Divanı’ndaki manzumeler incelendiğinde şairin, sevgili başta olmak üzere aşk, gönül, rakip, zahit, ıstırap, masiva, dünya, saki, şarap ve halktan, yani akla gelebilecek her varlıktan şikâyet edildiği görülür. Fuzûlî’nin başta sevgili olmak üzere birçok konudan şikâyet etmesinin temel nedenlerinden birisi şiirinin tesirini artırma kaygısıyla ilişkilidir. Öte yandan Fuzûlî ve bu gelenekteki şairlerin şiirlerinde bir zahirî bir de batınî âlemin var olduğunu, zahirde şikâyet ve yakınma anlamı taşıyan birçok beytin tasavvufî manası düşünüldüğünde, aslında şikâyet gibi bir durumun söz konusu olmadığı görülür.
Bölüm | 2017 1/1-2 |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 19 Aralık 2017 |
Gönderilme Tarihi | 4 Ekim 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 1 Sayı: 1-2 |
Kadim Akademi SBD Creative Commons Atıf-GayrıTicari 4.0 Uluslararası (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.