Mısırlı Müslümanlar ve haclarını Mısır üzerinden gerçekleştiren diğer ülkelerden Müslümanlar, haccın farz kılındığı 630 senesinden itibaren, zarûrî sebepler dışında, Mekke’ye, kuzeyden Sina Çölü’nü aşan rotayı takip ederek Kahire-‘Akabe-Mekke güzergâhı üzerinden ulaşmışlardır. Tarihi süreçte çeşitli nedenlerle zaman zaman değişen bu güzergâh, 1517 yılında Yavuz Sultan Selim’in Mısır, Suriye ve Hicaz seferleri sonrası Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Hac, Osmanlı Devleti için dünyevi otoritesini ve İslam dünyasının en önemli gücü olma rolünü her yıl ifade etmenin bir aracıydı. Bu nedenle de Harameyn-i Şerifeyn’in hizmetkârı olan Osmanlı sultanları, haccın iyi işlemesini hem hac güzergâhlarının güvenli bir şekilde kullanılması hem de İstanbul ve Kahire’den yola çıkan surrelerin Mekke’ye güvenli bir şekilde ulaşmasını güvence altında tutma kaygısını hep taşıdılar. Bu bağlamda çalışma, Osmanlı döneminde Mısır hac yolu güzergâhı ve Kahire-Mekke arası hac menzillerini Nâbî’nin Tuhfetü’l-Harameyn’i ile Bosnalı Muhlis’in Delîlü’l-Menâhil ve Mürşidü’l-Merâhil adlı manzum hac seyahatnâmelerine referansla incelemeyi amaçlamaktadır. Bunun için öncelikle Mısır hac yolu güzergâhının tarihi süreçte değişiminden kısaca bahsedilecektir. İkinci bölümde, Osmanlı yönetimi döneminde hac organizayonu çerçevesinde Mısır hac yolu güzergâhının durumu incelenecektir. Son olarak 17. ve 18. yüzyılda bu güzergâhı takip ederek hacca giden Dîvân kâtibi ve şâir Yusuf Nâbî ile Bosnalı Kadı Mustafa Muhlis’in seyahatnâmelerinden bu güzergâhla ilgili anlatılarına yer verilerek, güzergâhın durumu tespit edilmeye çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 30 Eylül 2020 |
Kabul Tarihi | 2 Kasım 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 4 Sayı: 2 |
Kadim Akademi SBD Creative Commons Atıf-GayrıTicari 4.0 Uluslararası (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.