Din, içtimai değişmenin önemli amillerinden birisidir. Öyle ki din, bazen toplumsal tahayyülün itme gücü olabilirken, bazen de değişmenin önünde önemli bir engel teşkil edebilir. Bu yönüyle din, inanış biçimi gereği toplumsal hayatı çepeçevre kuşatan kurallardan oluşmaktadır. Statik olması yönüyle, değişmeye mukavemet gösterebildiği gibi; dinamik ve güncel oluşuyla da çağın şartlarına göre, toplumsal birlikteliği muhafaza eden bir özellik ile karşımıza çıkabilmektedir. Ortaçağ’da bilinen dört büyük olay, tarihe konu olması ve etkileri yeni dünyanın şekillenmesinde rol oynaması hasebiyle önem arz etmektedir. İlki İslam’ın doğuşu ile birlikte yeni toprakların fethi, ikincisi Türk toplulukların Müslümanlıkla birlikte Batı’ya yönelerek İslam’ın sükûna uğramış gücünün yeniden tesis edilmesi, üçüncüsü önceki olaylara bağlı olarak Batılıların göstermiş oldukları Haçlı Seferleri reaksiyonu ve sonuncusu da Moğol istilasıdır. XIII. yüzyılda Moğollar, İslam coğrafyasının büyük bir kısmını hâkimiyetleri altına aldıktan kısa bir süre sonra, büyük tahribat verdikleri bu medeniyetin inancına teslim olmuşlardır. Din, öyle etkili bir silahtır ki en vahşi toplumu bile kısa bir sürede dize getirebilecek gücü taşımaktadır. Bu çalışmada, daha önceki Haçlı Seferleri üzerinde etkili olan din gücünün IV. Haçlı Seferi ile beraber önemini yitirmesi üzerinde durulmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 26 Kasım 2021 |
Kabul Tarihi | 18 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 5 Sayı: 2 |
Kadim Akademi SBD Creative Commons Atıf-GayrıTicari 4.0 Uluslararası (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.