The word of Gog and
Magog are mentioned in the Holy Quran and the Hadiths (prophet words). This
word was used as an adjective qualifying “cruel, polytheist and a group of
deviant people” in the period of the Prophet Mohammed (s.a.v.). In the
following periods this word has been lost in meaning and for the tribes seen as
enemies have begun was named these words. With such a point of view, the
narrations conveyed and included basic tafsir and hadith sources. Thus, a wrong
understanding about of Gog and Magog appeared between Muslims.
The article's goal is to analyze the
hadiths in basic hadith sources which tells that to act together with Gog and
Magog will lead to an increase of the number of hell in terms of sened and
texts and to contribute to the development of more accurate views. Thus
throughout the history of Islamic thought, incorrect ideas about Gog and Magog
have confused Muslims, deprived them of the ability to make healthy assessments
and finally caused misinterpretation of verses and hadiths.
It has been understood that the word of Gog and Magog was used as an
adjective not a name in the period of the revelation of the Holy Qur’an that
Gog and Magog who are considered in Enbiya Sûrah 96th verse are the sinner, the
cruel, the unbeliever, the hypocrites and the polytheists who are raised with
the second blowing of the sûr and flow like floods toward resurrection and
judgment square in the Judgment Day, that Gog and Magog who are considered in
the Sûrah al-Kahf 94th verse are the group of invaders, colonists and defeatist
who vandalized people and caused great damage to their surroundings in the
world when Dhul-Qarnayn
lived. In other words, it has been meant that Gog and Magog considered in both
two verses are not a specific race or tribe but on the contrary they are all
the cruel, infidel, polytheists, hypocrites, fascists and despotic in various
races and colors.
Kur’ân-ı Kerîm’de ve hadislerde Ye’cûc ve
Me’cûc kelimesi geçmektedir. Bu kelime Hz. Peygamber’in yaşadığı dönemde
“zalim, müşrik ve bozguncu insanlar topluluğu”nu niteleyen bir sıfat olarak
kullanılırken ilerleyen dönemlerde anlam kaybına uğramış ve düşman görülen
kavimler bu kelimeyle isimlendirilmeye başlanmıştır. Böyle bir bakış açısıyla
nakledilen rivâyetler temel tefsir ve hadis kaynaklarına girmiş ve müslümanlar
nezdinde doğru olmayan bir Ye’cûc ve Me’cûc anlayışı ortaya çıkmıştır.
Bu makalenin gayesi, temel hadis
kaynaklarında geçen ve “Ye’cûc ve Me’cûc ile birlikte hareket etmenin
cehennemliklerin sayısını artıracağını” haber veren rivâyetleri sened ve metin
yönünden tahlil etmek ve konuyla ilgili daha doğru bakış açılarının
geliştirilmesine katkı sağlamaktır. Zira İslâm düşünce tarihi boyunca Ye’cûc ve
Me’cûc ile ilgili isabetli olmayan görüşler müslümanların kafasını karıştırmış,
onları sağlıklı değerlendirme yapma imkânından mahrum bırakmış, âyet ve
hadislerin yanlış yorumlanmasına neden olmuştur.
Kur’ân-ı Kerîm’in nazil olduğu dönemde Ye’cûc ve Me’cûc kelimesinin
“isim” değil “sıfat” olarak kullanıldığı, Enbiyâ sûresinin 96. âyetinde geçen
Ye’cûc ve Me’cûc ile kast edilenlerin “ikinci sûrun üfürülmesiyle birlikte
diriltilen ve mahşer meydanına doğru sel gibi akıp giden günahkâr, zalim,
kâfir, münafık ve müşrikler topluluğu” olduğu, Kehf sûresinin 94. âyetinde
geçen Ye’cûc ve Me’cûc ile kast edilenlerin ise, “Zülkarneyn’in yaşadığı
dönemde dünyada bulunan, etraflarına büyük zararlar veren, işgalci, sömürgeci
ve bozguncu insanlar topluluğu” olduğu anlaşılmaktadır. Bir başka ifadeyle her
iki âyette de Ye’cûc ve Me’cûc ile “belirli bir ırk veya kavim” değil, tam
tersine “muhtelif ırk ve renklerdeki bütün zâlim, kâfir, müşrik, mücrim,
münafık, fâsık ve müfsitler topluluğu” kastedilmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2018 |
Gönderilme Tarihi | 28 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 5 Sayı: 9 |