Kur’ân-ı Kerîm’i anlamanın önemi vurgulanırken, farkında olmadan/olarak kıraat önemsizleştirilmektedir. Aynı şekilde kıraatin usulüne uygun olarak gerçekleşmesini sağlayan tecvîd ilmi de bu önemsizleştirmeden payına düşeni almaktadır. Metnin telaffuzu anlamında daha çok ‘hatim okuma’ yönüyle tezahür eden kıraat şekli ‘anlamadan okumak’, ‘boş yere zaman harcamak’ vb. şekillerde kurulan cümlelerle tanımlanmakta bilerek/bilmeyerek faydasız/gereksiz algısı oluşturulmaktadır. Konuyla ilişkili ‘tilâvet’, ‘tertîl’ ve ‘kıraat’ kavramları, ‘lafzın terennümü’ veçhesinden soyutlanmakta mana ‘metnin içeriğini anlamak’ anlamı ile sınırlandırılmaktadır. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasının gereğinin vurgulanması ‘kıraat’ önemsizleştirilmeden yapılamaz mı? Anlamayı kıraatin ikmâl edici unsuru olarak sunmak mümkün değil mi? Ayrıca anlamadan kasıt nedir? İddia edildiği gibi lafzın terennümü olarak kıraat anlamsız mı? Manaların kalıpları olarak harflerin ve kelimelerin doğru telaffuzu olan tecvîd önemsiz mi? Okumaktan hatta Kur’ân-ı Kerîm’in sayfalarına bakmaktan başka bir yeteneği kalmamış bir insanın dünyasında bu tür yaklaşımların olumlu bir tesirinden söz edilebilir mi? Çalışmada âyetler ve ilgili hadisler ışığında bu sorular/sorunlar açısından Kur’ân-ı Kerîm’in kıraatini “anlamadan okuma” olarak isimlendiren yaklaşımlar değerlendirilecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 11 Temmuz 2021 |
Gönderilme Tarihi | 18 Mart 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 8 Sayı: 16 |