This study was conducted to determine the effects of same diagnostic parameters for getting continence after prostatectomy.METHODS: This study included 75 patients who were decided to undergo prostatectomy. Residual urine volume, maximum urinary fl ow, prostatic urethra lenght, functional urethra lenght and Turkish symptom score were recorded before the operation. The incontinence score defined by us was applied to all patients before the operation, on the 1st, 15th, 30th and 90th days after urethral catheter was removed.RESULTS: Incontinence was found to be present in 36% of patients preoperatively, 93% on the 1st day, 32% on the 15th day, 15% on the 30th day and 12% on the 90th day after urethral catheter was removed. A statistically signifi cant difference was present between the incontinence ratios of 15th day after the catheter was removed an the age. There was not any signifi cant difference between the operation types and incontinence ratios. Turkish symptom score did not show any relation with postprostatectomy incontinence ratios. There was not a statistically significant difference between the maximum urinary fl ow and the first and 15th days' incontinence ratios. However, a statistically signifi cant difference was found on the 30th day and 90th day. Residual urine volume, measured in the preoperative period, did not affect incontinence ratios. There was not statistically signifi cant difference between prostatic urethra lenght, and incontinence ratios. There appeared a statistically signifi cant difference between functional urethral length and first day, 15th day and 30th day of incontinence ratios.CONCLUSION: In order to predict the postprostatectomy incontinence, age and functional urethral lenght may be the effective parameters during the earlier periods (15th and 30th days). However, in the later periods (90th day), maximum urinary fl ow may be a prognostic factor. On the other hand, residual urine volume, prostatic urethral lenght and Turkish symptom score do not seem to be prognostic factors during any period.
Bazı tanısal parametrelerin prostatektomi sonrası kontinans kazanımına etkilerini belirlemek landı.YÖNTEM: Çalıșmaya prostatektomi endikasyonu konulmuș 75 hasta dahil edildi ve ameliyat öncesi rezidüel idrar volümü, maksimum idrar akım hızı, prostatik üretra uzunluğu, fonksiyonel üretra uzunluğu, Türk semptom skoru ve yașları kaydedildi. Tarafımızca belirlenen inkontinans skorlaması kullanılarak ameliyat öncesinde ve sonda çekildikten sonraki 1. gün, 15. gün, 30. gün ve 90. günlerde hastalarda inkontinans sorgulandı.BULGULAR: Ameliyat öncesi hastaların %36’sında, sonda çekildikten sonraki 1. günde %93’ünde, 15. günde %32’sinde, 30. günde %15’inde ve 90. günde %12’sinde inkontinans olduğu belirlendi. Çalıșmada sonda çekildikten sonraki 15.günde yașa göre inkontinans vakalarının dağılım oranları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu. Ancak diğer takip günlerinde bu anlamlı farkın kaybolduğu tespit edildi. Yapılan ameliyat tiplerine göre inkontinans vakalarının dağılım oranları arasında 3 aylık takip döneminde anlamlı bir fark bulunamadı. Ameliyat öncesi bakılan Türk semptom skorunun 3 aylık takip döneminde inkontinans vakalarının dağılım oranlarını farklı etkilemediği saptandı. Maksimum idrar akım hızına göre inkontinans vakalarının dağılım oranları arasında sonda çekildikten sonraki 1. gün ve 15. gün istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu. Ancak 30. ve 90. günlerde istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu görüldü. Ameliyat öncesi ölçülen rezidüel idrar volümünde 3 aylık takip döneminde inkontinans vakalarının dağılım oranlarını farklı etkilemedi. Prostatik üretra uzunluğuna göre inkontinans vakalarının dağılım oranları arasında 3 aylık takip döneminde istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı görüldü. Sonda çekildikten sonraki 1. gün, 15. gün ve 30. günlerde fonksiyonel üretra uzunluğuna göre inkontinans vakalarının dağılım oranları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu ancak 90. günde bu farkın kaybolduğu tespit edildi.SONUÇ: Postprostatektomik inkontinans belirlemede 15 günlük dönemde yașın, 30 günlük dönemde fonksiyonel üretra uzunluğunun belirleyici faktörler olabileceği, 30. günden 90. güne kadar olan dönemde ise maksimum idrar akım hızının belirleyici bir faktör olabileceği kanısına varıldı. Rezidüel idrar volümü, prostatik üretra uzunluğu ve Türk semptom skorunun ise 3 aylık dönemde belirleyici faktörler olamayacağı sonucuna varıldı.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Klinik Tıp Bilimleri |
Diğer ID | JA55BT43AC |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Kasım 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Yıl: 2013 Sayı: 3 |