Von der Vergangenheit bis zur Gegenwart haben Frauen versucht, nach den Normen zu leben, die die Gesellschaft und Kultur, der sie angehören, erfordern. Seit vielen Jahren ist man bestrebt, unabhängig vom Osten und Westen der Länder in vielen Gebieten präsent zu sein. Allerdings werden diese Bewegungen als Verhaltensweisen beschrieben, die von der patriarchalischen Gesellschaft nicht übernommen werden und im Widerspruch zu ihren Ideologien stehen. Diese gegensätzlichen Verhaltensweisen werden von der patriarchalischen Gesellschaft bestraft, unabhängig vom Status der Frau. Daher ist der Kampf von Frauen im Teufelskreis aus Menschsein, Existenz, Qualifikationserwerb und Qualifikationsnachweis auch heute noch zu beobachten. Verschiedene Perspektiven und Annahmen der Gesellschaft werden heute durch die Stereotypen des Frauenbildes in Frage gestellt.
In dieser Studie wurden die Werke von Sabahattin Alis „Madonna im Pelzmantel“ und das weibliche Motiv in Sigrid Weiners „Die Villa am Bosporos“ verglichen, beide Autoren, die in unterschiedlichen Kulturen lebten. Die gemeinsamen und unterschiedlichen Aspekte ihrer Perspektiven gegenüber Frauen wurden unabhängig von ihren eigenen kulturellen Werten bewertet. Diskutiert wird die historische Entwicklung der Stellung der Frau in der Gesellschaft im Hinblick auf Rechte und Gleichberechtigung. Es wurde versucht, die Perspektiven einer deutschen Schriftstellerin auf türkische Frauen und eines türkischen Schriftsteller auf deutsche Frauen aufzuzeigen. Die Ergebnisse wurden mithilfe der Dokumentenanalyse und der pluralistischen Analyse untersucht, bei denen es sich um qualitative Forschungsmethoden handelt. Als Ergebnis der aus der Untersuchung gewonnenen Daten kam man zu dem Schluss, dass es von der Beziehung zwischen Gesellschaft und Kultur abhängt, ob die Perspektiven auf das Frauenbild restriktiv oder befreiend sind, und nicht vom Wohlfahrtsniveau der Gesellschaft.
From the past to the present, women have tried to live according to the norms required by the society and culture to which they belong. For many years, the aim has been to be present in many areas, independent of the east and west of the countries. However, these movements are described as behaviors that are not adopted by the patriarchal society and contradict their ideologies. These opposing behaviors are punished by patriarchal society, regardless of the woman's status. Therefore, the struggle of women in the vicious circle of humanity, existence, acquisition of qualifications and proof of qualifications can still be observed today. Today, various perspectives and assumptions in society are being called into question by the stereotypes of the image of women.
This study compared the works of Sabahattin Ali's Madonna in a Fur Coat and the female motif in Sigrid Weiner's Villa on the Bosporus, both authors who lived in different cultures. The common and different aspects of their perspectives toward women were evaluated independently of their own cultural values. The historical development of the position of women in society with regard to rights and equality is discussed. An attempt was made to show the perspectives of a German writer on Turkish women and a Turkish writer on German women. The results were examined using document analysis and pluralistic analysis, which are qualitative research methods. As a result of the data obtained from the research, it was concluded that whether the perspectives on the image of women are restrictive or liberating depends on the relationship between society and culture, and not on the welfare level of society.
Kadın, geçmişten günümüze kadar ait olduğu toplum ve kültürün gerektirdiği normlara göre yaşamaya çalışmıştır. Uzun yıllar boyunca ülkelerin doğusu ve batısı fark etmeksizin birçok alanda varlık gösterebilmek için çabalamıştır. Ancak bu hareketlenmeler ataerkil toplumun benimsemediği ve ideolojilerine aykırı davranışlar olarak nitelendirilmektedir. Bu aykırı davranışlar ise ataerkil toplum tarafından kadının statüsü her ne olursa olsun cezaya tabi tutulmaktadır. Dolayısıyla kadının öncelikli olarak insan olma, var olma, nitelik kazanma ve niteliğini ispatlama süreçlerinin kısır döngüsü içerisindeki mücadelesi günümüzde de gözlemlenmektedir. Toplumun çeşitli bakış açıları ve varsayımlar kadın imgesinin bugünkü geldiği basmakalıp yargılar ile sorgulanmaktadır.
Bu çalışmada Sabahattin Ali’nin "Kürk Mantolu Madonna" eseri ile Sigrid Weiner’in "Die Villa am Bosporos" eserindeki kadın motifi üzerine farklı kültürlerde yaşamış olan her iki yazarın eserleri karşılaştırılmıştır. Kendi kültürel değerlerine bağımlı olmadan kadına karşı olan bakış açılarının ortak ve farklı yönleri değerlendirilmiştir. Kadının toplumdaki yerinin hak ve eşitlik açısından tarihsel gelişimi ele alınmıştır. Alman bir yazarın Türk kadınına, Türk bir yazarın da Alman Kadınına dair bakış açıları ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Elde edilen bulgular nitel bir araştırma yöntemi olan doküman analizi ve çoğulcu inceleme yöntemiyle incelenmiştir. Araştırmadan elde edilen veriler sonucunda kadın imgesine yönelik bakış açılarının kısıtlayıcı ya da özgürleştirici olmasının toplumun refah düzeyine değil toplum ile kültür ilişkisine bağlı olduğu sonucuna varılmıştır.
Sayın Doç. Dr. Lokman TANRIKULU hocama, çalışmanın her evresinde yöneltmiş olduğum sorulara içtenlikle ve sabırla cevap verdiği, gerekli düzenlemelerin yapılmasındaki tüm değerli katkıları ve emekleri için sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Birincil Dil | Almanca |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları (Diğer), Alan Eğitimleri (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Haziran 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 22 Kasım 2023 |
Kabul Tarihi | 22 Mart 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 5 Sayı: 1 |
Kapadokya Eğitim Dergisi (KAPED) dünyada araştırmacılar, yayıncılar ve bilim insanları tarafından en fazla kullanılan benzerlik yazılımları olan iThenticate ve Turnitin kullanmaktadır.
Kapadokya Eğitim Dergisi (KAPED) açık erişimli bir dergidir.