Toplumda görülen değişimler ve aksaklıklar, eserlere malzeme olur ve eserlerde gerçek ile kurgu aynı zeminde buluşur. Bahsedilen bu zemin özellikle yazarların kalemiyle haritalarda yer almayan Antik çağlarda sitelerin, kentlerin, krallıkların, ülkelerin, modern dönemlerde ise toplulukların, adaların anlatılmasıyla vücut bulurlar. Hayatın olumsuzluklarına, bilim ve teknolojinin hızına, durdurulamaz gelişimine yetişemeyen ve gölgesinde sıkışan insan, mevcut hayattan daha karamsar ve karanlık düşüncelere yönelir. Bu yönelmelerin sonucunda yazın, 20. yüzyıldan itibaren ivme kazanan distopyalarda hayat bulur. Distopya, mevcut hayatın olumsuzlukları karşıtlarıyla aktarılmasına, daha kötümser bir dünya portresinin çizilmesine, mevcut hayatın eleştirilmesine, yazarların hayali yerlere yolculuk etmelerine ve aynı şekilde okurlarını da bu yolculuğa eşlik ettirmelerine neden olur.
16. yüzyılda Thomas More’un Ütopya adlı eseri ile yazın hayatında yerini alan ‘ütopya’ kavramı, 20. yüzyılda Yevgeni Zamyatin’in Biz adlı eseriyle distopya kavramına evrilir. Bu nedenle çalışmada önce ‘distopya’ kavramı üzerinde durulacak ve ardından ‘öteki’ kavramına açıklık getirilecek, daha sonra ise çalışmanın ana gövdesini oluşturan Yevgeni Zamyatin’in Biz adlı eseri ‘öteki’ kavramı ekseninde ele alınacaktır. Çalışma metne dayalı inceleme yöntemiyle incelenecek ve eserde dikkat çeken ‘öteki’ kavramı üzerinde durulacaktır.
Changes and disruptions seen in a society become material for works, and reality and fiction meet on the same ground in literary materials. The mentioned ground is embodied by the descriptions of sites, cities, kingdoms, countries in ancient times, and communities and islands in modern times, which are not included in the maps but with the pen of the authors. A person who cannot keep up with the speed and unstoppable development of life's negativities, science and technology, and is stuck in its shadow, tends to be more pessimistic and have dark thoughts than the current life. As a result of these trends, it comes to life in dystopias that have gained momentum in literature since the 20th century. With dystopian literature, conveying the negativities of the current life with its opposites and drawing a more pessimistic portrait of the world cause the current life to be criticized, the writers to travel to imaginary places and also to accompany their readers on this journey.
The concept of ‘utopia’, which took its place in the literary life with Thomas More’s work called Utopia in the 16th century, evolved into the concept of dystopia in the 20th century with Yevgeni Zamyatin’s work called We. For this reason, in the study, first the concept of ‘dystopia’ will be emphasized and then the concept of ‘other’ will be clarified. The study will be examined with the text-based analysis method and the concept of ‘other’, which draws attention in the works, will be underlined.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 6 Temmuz 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 14 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
NOT: DİZİN BİLGİLERİ İÇİN LOGOLARA TIKLAYINIZ.