Eğilimler ve güçler, nesnelerin belirli koşullar altında gösterdiği veya göstermeye meyilli olduğu davranışları ifade eden, metafizik ve bilim felsefesinin temel kavramlarından biridir. Nesnelerin dünyadaki etkileşimlerini ve doğa yasalarını açıklamak için başvurulan bu kavramlar, tarih boyunca filozofların ilgisini çekmiş ve farklı yorumlarla şekillenmiştir. Eğilimler, genellikle nesnelerin belirli uyaranlar karşısında sergileyebileceği davranışları belirtirken, güçler bu eğilimleri ortaya çıkaran içsel, ontolojik nitelikler olarak anlaşılır. Son yıllarda eğilimlerin analizi üzerine geliştirilen yaklaşımlar arasında Basit Koşul Analizi (BKA) ve Yapısal Denklikler Modeli (YDM) öne çıkmaktadır. Bu iki model, eğilimlerin doğasını anlama konusunda birbirinden farklı ontolojik taahhütler ve analitik araçlar sunar. BKA, eğilimlerin tezahürlerini tekil koşul cümleleriyle açıklamayı hedefler ve mantıksal basitliği sayesinde sıkça tercih edilir. Buna karşın YDM, eğilimleri daha karmaşık ve bağlama duyarlı yapılar içinde ele alır; bu sayede eğilimlerin dinamik ve çok etkenli doğasını daha kapsayıcı bir biçimde yansıtır. Bu makalede öncelikle BKA'nın kavramsal ve biçimsel yapısını inceleyerek, bu analizin avantajlarını ve karşılaştığı zorlukları ayrıntılı biçimde değerlendireceğiz. Ardından YDM'nin getirdiği yenilikleri, detaylı biçimde ele alarak, bu modelin eğilimleri analiz etmedeki başarısını sorgulayacağız. İki modelin karşılaştırmalı analizi sayesinde eğilimlerin ve güçlerin gerçekliğini daha iyi açıklamak adına en uygun yaklaşımın belirlenmesine katkıda bulunmayı hedefliyoruz.
Felsefe Bilim Felsefesi Eğilim Basit Koşul Analizi Yapısal Denklikler Modeli
BKA ve YDM konusunu anlamak için üstün çaba sarf eden Seyrüsefer’in kıymetli öğrencilere müteşekkirim. Onlar sayesinde düşüncelerimi toparlayarak bu makaleyi ortaya çıkartabildim.
Dispositions are key concepts in metaphysics and the philosophy of science, used to explain how objects behave under specific conditions and to account for laws of nature. Dispositions generally denote the tendencies of objects to respond to certain stimuli, whereas powers are viewed as the intrinsic properties that produce these tendencies. Two prominent models have emerged for analyzing these phenomena: Simple Conditional Analysis (SCA) and the Structural Equivalence Model (SEM). SCA characterizes dispositions through counterfactual conditionals, offering a logically parsimonious but often rigid framework. SEM, by contrast, adopts a more nuanced and causally structured approach, modeling dispositions through functional relationships between variables. While SCA provides clarity and ease of application, it struggles with complex cases involving multi-track or context-sensitive dispositions. SEM addresses these shortcomings by incorporating causal depth and structural flexibility, though at the cost of greater formal complexity. This paper provides a comparative analysis of SCA and SEM, aiming to clarify their respective theoretical merits and limitations. Ultimately, the study seeks to determine which framework more effectively captures the metaphysical grounding of dispositions.
Philosophy Philosophy of Science Disposition Simple Conditional Analysis Structural Equations Modeling
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Bilgi ve Bilim Sosyolojisi |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 10 Mayıs 2025 |
| Kabul Tarihi | 3 Haziran 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 3 Sayı: 1 |