Kadına yönelik şiddet, tarih boyunca var olan ve toplumun genel refahını olumsuz etkileyen bir sorundur. Fiziksel, ekonomik, cinsel ve psikolojik olmak üzere çeşitli biçimlerde ortaya çıkar. Şiddetin temel kaynağı, kadın ve erkek arasındaki güç eşitsizliğidir ve ataerkil toplum yapısından doğar. Kadınların şiddete maruz kalma oranı yüksektir ve bu durum, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve ataerkilliğin devam ettiğini gösterir. Fiziksel, ekonomik, cinsel, psikolojik şiddet, flört şiddeti, mobbing gibi çeşitli türleri bulunur ve her biri kadının fiziksel sağlığı, psikolojik refahı ve ekonomik durumu üzerinde olumsuz etkilere sahiptir. Bu durum, kadınların iş gücüne katılımını ve ekonomik bağımsızlığını engelleyebilir. Kadına yönelik şiddetle mücadelede, adalete erişim ve mevzuatın güçlendirilmesi, politika ve koordinasyon, koruyucu ve önleyici hizmetlerin sunumu, toplumsal farkındalığın artırılması, veri toplama ve istatistiklerin analizi gibi stratejiler benimsenmelidir. Bu stratejiler, şiddetin önlenmesi, mağdurların desteklenmesi ve şiddetin kabul edilemez olduğu konusunda toplumun genel bir uzlaşısının sağlanmasına yardımcı olur. Sağlık profesyonelleri, özellikle hemşireler, bu mücadelede önemli bir rol oynar. Hemşireler, şiddeti önlemek, müdahale etmek ve mağdurlara destek sağlamak için birincil, ikincil ve üçüncül koruma seviyelerinde faaliyet gösterirler. Bu şekilde, kadına yönelik şiddetin önlenmesine ve toplumda şiddetin azaltılmasına katkıda bulunurlar.
Violence against women is a problem that has existed throughout history and negatively affects the general welfare of society. It takes various forms, including physical, economic, sexual and psychological. The main source of violence is the inequality of power between men and women and arises from the patriarchal social structure. The rate of women's exposure to violence is high and this shows that gender inequality and patriarchy persist. There are various types of violence, such as physical, economic, sexual, psychological violence, dating violence, mobbing, all of which have negative impacts on women's physical health, psychological well-being and economic status. It can hinder women's participation in the labor force and economic independence. In combating violence against women, strategies such as access to justice and strengthening legislation, policy and coordination, provision of protective and preventive services, raising public awareness, data collection and analysis of statistics should be adopted. These strategies help to prevent violence, support victims and build a general public consensus that violence is unacceptable. Health professionals, especially nurses, play an important role in this struggle. Nurses operate at primary, secondary and tertiary levels of protection to prevent and respond to violence and provide support to victims. In this way, they contribute to preventing violence against women and reducing violence in society.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Doğum ve Kadın Hastalıkları Hemşireliği |
Bölüm | Derleme Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Kasım 2024 |
Gönderilme Tarihi | 21 Mayıs 2024 |
Kabul Tarihi | 17 Ekim 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 10 Sayı: 3 |