Belief in the Hereafter is an essential requirement of faith. Death is the final destination of human beings in their earthly existence. Despite death being perceived as the termination of worldly existence, it actually marks the commencement of an eternal life. The life after death encompasses various stages, including life in the grave, resurrection, the day of judgement, the weighing of deeds, crossing the bridge, and the realms of heaven and hell. The topics of heaven and hell are highly captivating to individuals, who are eager to acquire further knowledge on the subject matter. Humanity, by virtue of its inherent characteristics, has consistently rejected the concept of extinction and has perpetually harbored a longing for eternal life. Life has been categorized by Allah into two distinct parts: worldly life and eternal existence in the Hereafter. The temporal nature of worldly life contrasts with the everlasting nature of the Hereafter. The world and all its living beings were created by Allah Almighty for a finite duration. Nevertheless, when the day comes, the entire world and all entities, whether animate and inanimate, will inevitably face annihilation. Every Muslim has the duty to intelligently employ their earthly life and prepare themselves for the Hereafter, which promises eternal life.
Said Nursi, a prominent Muslim intellectual of the 20th century, exerted a substantial impact on the Muslim community by his profound views and writings. Living during the transition from the Ottoman era to the Republican era, he actively sought solutions to the challenges of his time. The era he resided in was characterized by swift and profound global transformations, particularly in Turkey. During this period, he produced works with the purpose and exertion to revive Islam. These works also addressed crucial theological issues and sought to elucidate them in the context of contemporary scientific advancements. This study aims to incorporate his perspectives on "heaven and hell". Bediuzzaman Said Nursi discussed various topics pertaining to the concepts of heaven and hell. The study examines the concepts of the existence, eternity, place and nature of heaven and hell, and the seeing of Allah. It aims to ascertain Said Nursi's assessment of these matters in his distinctive manner.
Bediuzzaman Said Nursi elucidates his perspectives comprehensively, employing many illustrations, in a manner accessible to the general populace, consistent with the Ahl al-Sunnah. Bediuzzaman based his explanations and proofs on the Quran, recognizing that reason is insufficient to comprehend the unseen nature of the afterlife. Consequently, he embarked on demonstrating the existence of the afterlife using transcendental evidence, and subsequently expounded upon these proofs with rational evidence. He elucidates the concept of the afterlife by expounding on the principles of order and wisdom, human nature, the dynamics of change and transformation in nature, the consensus among former Prophets on this matter, and by providing actual evidence through examples. He stated that this life will endure indefinitely. According to his perspective, nothing undergoes complete destruction. He stated that the unbelievers will remain in hell forever and argued that the existence of hell is necessary for the sake of divine justice. He claimed that heaven was created as a manifestation of God's grace.
The perspectives of various theologians were also considered prior to the expression of Said Nursi's views. Additionally, Said Nursi endeavored to rationalize his opinions. This topic is replete with numerous examples. A part of them will be incorporated into the investigation. The study employed the scanning method. In Risale-i Nur, the existence of heaven and hell, the vision of Allah, the eternity of heaven and hell, the place and nature of heaven and hell were all emphasized and evaluated.
İmanın şartlarından biri de elbette ki ahirete imandır. İnsanoğlunun dünya hayatında varacak olduğu son durak ölümdür. Dünya hayatının bitişi olan ölüm her ne kadar bir son gibi gözükse de aslında sonsuz bir hayatın başlangıcıdır. Ölümden sonraki yaşam kabir hayatı, haşr, mahşer, mizan, sırat köprüsü, cennet ve cehennem gibi safhaları içinde barındırır. Cennet ve cehennem insanların en çok dikkatini celbeden, hakkında fikir sahibi olmak istediği konulardandır. İnsanlık, fıtratı gereği yok olma düşüncesini kabullenmemiş ve her zaman içinde bulunan ebedi yaşam arzusunu devam ettirmiştir. Allah, hayatı dünya hayatı ve ahiret hayatı olarak iki bölüme ayırmıştır. Dünya hayatı fani, ahiret hayatı ise sonsuzdur. Allah-u Teâlâ, içinde bulunulan bu dünyayı ve üzerindeki yaşayan tüm varlıkları geçici süre için yaratmıştır. Ancak günü geldiğinde dünya ve dünyada yer alan tüm canlı ve cansız varlıklar yok olmaya mahkûm olacaklardır. Fani olan bu hayatı iyi değerlendirip, sonsuz hayatı vadeden ahiret için hazırlık yapmak her Müslüman’ın sorumluluğudur.
20. Yüzyılın ilim ve fikir dünyasındaki en önemli simalarından biri Said Nursî’dir. Fikirleriyle ve yazdığı eserlerle İslam dünyasını önemli ölçüde etkilemiştir. Osmanlı’nın son dönemleri ile cumhuriyetin ilk dönemleri arasında yaşayan bir âlim olması sebebiyle o döneme ilişkin problemlere çözüm aradığı görülmektedir. Yaşadığı dönem bütün dünyada özelikle ülkemizde hızlı ve köklü değişmelerin olduğu dönemdir. Bu dönemde İslâmı yeniden canlandırma niyet ve gayreti ile ortaya koyduğu eserler de temel Kelâmi problemlere de değinmiş ve çağın ilmî gelişmeleri ışığında onları açıklamaya çalışmıştır. Bu çalışmada onun “cennet ve cehennem” ile ilgili görüşlerine yer verilmeye çalışılmıştır. Bediüzzaman Said Nursi cennet ve cehennemle ilgili birçok hususu ele almıştır. Çalışmada sırasıyla cennetin ve cehennemin varlığı, ebediliği, yeri ve mahiyeti, Allah’ın görülmesi konuları ele alınmıştır. Said Nursî’nin bu konuları kendi üslubunca nasıl değerlendirdiği tespit edilmeye çalışılmıştır.
Bediüzzaman Said Nursi görüşlerini çeşitli örneklerle detaylandırarak sıradan insanların da anlayabileceği bir üslupla Ehl-i Sünnet çizgisinde açıklamaktadır. Âhiret hayatının gaybi bir mesele olması ve aklın da bu konuda yetersiz kalmasından dolayı Bediüzzaman açıklama ve delillendirmelerini Kur’ân ekseninde yapmıştır. Bu yüzden âhiretin varlığını delillendirmeye nakli delillerle başlamış, sonra akli delillerle bunları detaylandırmıştır. Âhiretin varlığını nizam ve hikmet, insanın fıtratı, doğada yaşanan değişim ve dönüşümler, geçmiş Peygamberlerin bu konudaki ittifaklarını açıklayarak ve somut delillerle örneklendirerek açıklar. Bu hayatın ebediyen devam edeceğini ifade etmiştir. O’na göre hiçbir şey tamamen yok olup gitmez. Kafirlerin ebediyen cehennemde kalacağını ifade etmiş ve cehennemin varlığını da Allah’ın adâletinin gereği olduğunu söylemiştir. Cennetin ise Allah’ın lütfunun tecellisi olarak yaratıldığını ifade eder.
Said Nursî’nin bu görüşlerini ifade etmeden önce farklı kelamcıların da görüşlerine yer verilmiştir. Said Nursi savunduğu görüşlerini aklen de temellendirme yoluna gitmiştir. Bu konuda birçok örnek mevcuttur. Bunlardan bir kısmına çalışmada yer verilecektir. Çalışma da tarama yöntemi kullanılmıştır. Risale-i Nur’da cennet ve cehennemin varlığı, rü’yetullah, cennet’in ve cehennemin ebediliği, cennetin, cehennemin yeri ve mahiyeti konuları üzerinde durulmuş ve değerlendirmeler yapılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Karşılaştırmalı Dini Araştırmalar |
Bölüm | Hakemli Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 7 Mayıs 2024 |
Kabul Tarihi | 15 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 9 Sayı: 1 |
Katre Uluslararası İnsan Araştırmaları Dergisi Creative Commons Atıf-Gayri Ticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
https://dergipark.org.tr/tr/pub/katre
E-mail: katre@iikv.org