Türkiye, 2011 yılından itibaren Suriye iç savaşının etkileriyle karşı karşıya kalmış ve geride bırakılan 11 yıllık süre içinde 4 milyona yakın sığınmacıya ev sahipliği yapmıştır. Suriyeli sığınmacıların sayısı Türkiye’nin toplam nüfusunun yaklaşık %5’ine denk gelmektedir. Ayrıca mülteciler büyük şehirlerde ve sınır bölgesindeki illerde yoğunlaştığı için bu illerin nüfus dağılımı bir hayli değişmiştir. Sığınmacıların sayısı illerin eritme potansiyelinin üstünde olduğu için sosyal, politik, ekonomik, kültürel ve demografik açıdan çeşitli sorunlarla karşı kaşıya kalınmıştır. Haliyle yerli halk ile sığınmacılar arasında kutuplaşmalar baş göstermeye başlamıştır. Kuruluşundan itibaren ulus devlet politikasını benimsemiş olan Türk Devleti, Suriye göç akımıyla birlikte göçmen politikası değiştirmiş ve açık kapı politikası uygulamıştır. Bu durum toplumsal yapı ve sosyal yaşam üzerinde önemli bir baskı oluşturmuştur.
Bu araştırmada Türkiye’nin Suriyeli sığınmacı politikasının toplumsal yapı üzerindeki etkisine dair değerlendirme yapılmıştır. Ayrıca yüzyılın başından beri homojen toplum politikası benimseyen Türk devletinin mevcut göçmen politikası, ulus devlet anlayışı açısından da değerlendirilmiştir. Bu amaçla literatürdeki çalışmalar taranmış, ayrıca doküman incelemesi ve söylem analizi yöntemi ile elde edilen bulgular ışığında değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 30 |