Bu makalenin amacı, Kuantum Teorisi’nin hangi felsefi yaklaşımı etkilediğini göstermeye çalışmaktır. Newton paradigmasının yerini, henüz tamamlanmamış bir paradigma olarak kabul edilen Kuantum Teorisi almaya başlamıştır. Bu durum, sadece bilim adamlarının dünyayı algılayış biçimini değiştirmemiş aynı zamanda bu yeni paradigmanın egemen olduğu evrende yaşamaya başlayan herkesin dünyayı algılama biçimi de değişmiştir. Diğer bir ifadeyle, paradigma değişimi bilim alanıyla birlikte tüm diğer bilgi türlerini ve alanlarını da etkilemiştir. Paradigma değişiminden etkilenen alanlardan biri de felsefedir.
20. yüzyılda ortaya atılan Kuantum Teorisi’yle birlikte mekanik-determinist evren anlayışı sarsıntıya uğramıştır. Kuantum Teorisi’nin evren anlayışında oluşturduğu köklü değişiklikler başta determinizm ve özgür irade olmak üzere pek çok sorunun yeni baştan ele alınmasını gerektirmiştir. Söz konusu sorunların ele alınıp yorumlanmasında, 20. yüzyılın en önemli felsefi düşünce akımlarından biri olan varoluşçuluğun -Sartre’ın varoluşçuluğu özelinde- temel tezlerinin kuantum mekaniğindeki temel varsayımlarla örtüştüğü görülmektedir.
Kuantum Teorisi; Heisenberg’in Belirsizlik İlkesi; Varoluşçuluk; Sartre
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2015 |
Gönderilme Tarihi | 4 Şubat 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Sayı: 24 |
e-ISSN: 2645-8950