Tarihyazımında geçmişe ait eylem ve yaşantıların temsil edilme imkânı bu eylem ve olayların tarih yazarının zihninde aslına en yakın olarak canlandırılmasına bağlıdır. Bu durum ise tarih felsefesi için sorunlu bir konudur. Geçmişe ait olanın aslına özdeş ya da benzer biçimde zihinde yeniden canlandırılıp metinsel olarak temsil edilmesi durumunda tarihsel düşünmenin en kullanışlı araçları imgelem ve tarihsel anlatı formlarıdır. Tarihsel metinler bu araçlar dolayısıyla geçmişi yeniden canlandırma işlevini yerine getirirken birer yapıntı karakteri kazanmaktadır. Bu sayede de tarihsel düşünme üslup sorununa bağlanmış olur. Tarihsel düşünme ve tarihyazımının imge ve anlatıyı kullanma üslupları ise geçmişe bakarken epistemolojik olarak farklı açıklama olanaklarını beraberinde getirir. Aynı zamanda tarihsel imgelem ve anlatı tarihsel olguları bilgiye dönüştürmenin yanı sıra tarih yazarının kendi eyleminin üzerine düşünmesine de imkân tanırlar. Dolayısıyla tarihsel düşünmenin bu formları refleksiyonlu bir tarihsel düşünmeyi de mümkün kılar. Bu çalışma tarihsel düşünme formlarının yarattığı tarihsel açıklama biçimlerine R. G. Collingwood’un tarihsel imgelem kuramı, H. G. Gadamer’in tarihsel anlama ve tarihsel etkin bilinç çözümlemesi ile P. Ricoeur’ün anlatısal tarih yaklaşımı doğrultusunda eleştirel bir bakış getirmeyi amaçlamaktadır. Anlama ve yorumlamaya dayalı bir tarihsel düşünmeye önem veren bu üç filozofun birbirleriyle olan etkileşimleri tarihsel düşünme yetisinin ilişkilendiği kaynakları açığa çıkarmakla birlikte tarihsel bilince dair bir refleksiyon imkânı yaratmakla da tarih felsefesinde geçmişin yeniden-canlandırılması konusuna geniş bir açılım sağlamıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2014 |
Gönderilme Tarihi | 24 Şubat 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Sayı: 23 - Kaygı (23) 2014 |
e-ISSN: 2645-8950