Recognition
of identities, Taylor thinks, has an important place in contemporary politics.
Accordingly, our identity is partly shaped by recognition or its absence, and
failures of recognition can cause real harms. Therefore, recognition is a vital
human need. But it has not always been like this. Taylor thinks there are two
changes that have made recognition and identity inevitable for modern person.
Firstly, a collapse of social hierarchies which used to be the basis for
“honor”. Instead of honor we now have, the modern notion of dignity, which is
“universalist and egalitarian”. Secondly, recognition has been modified and
intensified by the new understanding of individual ideality that emerges in the
late 18th century. Taylor renames this ideal as “the ideal of authenticity”.
The need for recognition and identity modern concepts. Charles Taylor thinks
that the demands of recognition of individual and collective identity depends
on the modern ideals which is “egalitarian dignity” and “authenticity”.
Recognition, Taylor notes, has come to mean two rather different politics. One
form of politics which called “politics of universalism”, has come to emphasize
the equal dignity of all citizens. Second, has come a “politics of difference”
which emphasizes that everyone is owed recognition of the unique identity.
However, they have a common root, this two politics are in conflict. Against
the two forms of politics, Taylor defends a new one. In this paper will be
evaluated how to contribute Charles Taylor’s opinions to the contemporary
identity problem.
Charles
Taylor’a göre kimliklerin tanınması düşüncesi günümüz siyasetinde önemli bir
yere sahiptir. Buna göre kimliğimiz tanınma ya da tanınmama yoluyla
biçimlendirilmekte, yanlış tanınma ise zarar verici sonuçlar doğurmaktadır.
Tanınma bu anlamda can alıcı önem taşıyan insani bir gereksinimdir. Ancak bu,
hep böyle olagelmemiştir. Taylor kimlik ve tanınma kavramlarının modern insan
için kaçınılmaz olmasına neden olan iki tarihsel dönüşümün bulunduğunu düşünür.
Bunlardan ilki “şeref”in temelini oluşturan toplumsal hiyerarşilerin çökmesidir.
Bu şeref kavramının karşısında bugün “evrenselci ve eşitlikçi” anlamda
kullanılan, modern bir fikir olan onur kavramı bulunmaktadır. İkinci olarak,
tanınma kavramı on sekizinci yüzyılın sonunda bireysellik idealinin yeni bir
biçimde anlaşılmasıyla dönüşüme uğramış ve yoğunluk kazanmıştır. Taylor bu
ideale “otantiklik ideali” adını vermektedir. Tanınma gereksinimi de kimlik de
bu anlamda modern kavramlardır. Taylor hem bireysel kimliğin hem de çeşitli
türden kolektif kimliklerin tanınması talebinin temelinde modernizmin idealleri
olan eşitlikçi onur ve otantiklik fikirlerinin bulunduğunu düşünmektedir.
Taylor’a göre tanınma günümüzde, birbirinden çok farklı iki siyaset biçimini
ortaya çıkarmıştır. Bunlardan biri tüm yurttaşların eşit olduğunu vurgulayan
evrenselcilik politikasıdır. Diğer siyaset biçimi ise herkesin kendine özgü
olan kimliğiyle tanınmasını talep eden farklılık politikasıdır. Bu iki politik
biçim ortak bir kökene dayansalar da çatışma halinde olmuşlardır. Taylor, bu
iki görüşe karşın yeni bir evrensellik politikasını savunmaktadır. Bu makalede
Charles Taylor’ın görüşlerinin çağımızın kimlik sorununa ne ölçüde katkı
sağladığı değerlendirilecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2018 |
Gönderilme Tarihi | 20 Ekim 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 31 |
e-ISSN: 2645-8950