İnsanların çoğu, açık veya örtük bir biçimde kendi düşüncelerini diğer insanlara aşılamayı arzu ettikleri gibi, hakikatin mutlak bir merkezinin bulunduğunu ve bu merkeze kendi bilgi birikimleri dolayımıyla ulaşılacağını iddia ederler. Bunu, entelektüel tahakkümü yaygınlaştırarak, dolayısıyla düşünmenin kendisini değil, nasıl ve neyin düşünülmesi gerektiğini telkin etmek suretiyle gerçekleştirirler. Bu telkin, düşünme pratiğini tahrip etmektedir. Dolayısıyla söz konusu düşünme pratiğine karşı gerçekleştirilen telkinleri fark etmek, fikirsel dayatmalara karşı mukavemet göstermek veya diğer bir ifadeyle bağışıklık kazanmak zorunlu hâle gelmektedir. Platon’un diyalektik yürüyüşü ile varmak istediği noktanın veya amacının ifade ettiğimiz mukavemeti sağlamak olduğunu söylemek mümkün görünmektedir. Nietzsche’nin Zerdüşt metninde ortaya koyduğu Cambaz metaforu ve onun akıbetine yönelik vurgu ise, tekrarı arzulanmayan bir olaya karşı benzer bir mukavemeti gösterir. Bu olayın tekrarlanmasının önüne geçebilmek için Nietzsche tarafından bizlere sunulan yöntem ‘’İyi Bir Cambaz’’ olmaktır. Söz konusu iyi cambaz, ipin üzerinde durabilen yani gerekli düşünme becerilerine ve taktiklere hakim olabilendir. P4C etkinliğinin varmak istediği menzilin de benzer olduğunu, söz konusu gerekli düşünme becerilerini ve taktiklerini benimsediği söylenebilir. Bu noktada, bu çalışmanın hem söz konusu ettiğimiz telkin ve dayatmaları ifşa ederek onlara karşı, mukavemet göstermeyi ve hem de onlara karşı Platon ve Nietzsche özelinde felsefe tarihinin geliştirebileceği stratejileri P4C etkinliğiyle ilişkilendirecek şekilde ortaya koymayı hedeflediğini söyleyebiliriz.
Most of the people, overtly or implicitly, want to impose their own thoughts on other people, and claim that there is an absolute center of truth and this center can be reached from their own knowledge. Based on this argument, they attack the practice of thinking by organizing how and what to think, not thinking itself owing to their intellectual dominance. In this sense, it is necessary to resist these attacks or, in other words, to gain immunity, to proceed in accordance with the nature of the dialectical process, and to dominate the pure act of thinking with the elimination of deceptive elements. It seems possible to say that the point or purpose which Plato wants to reach with his dialectical process is parallel to this. The metaphor of the Acrobat and the emphasis on his fate, which Nietzsche put forward in the Zarathustra text, is an event that is not desired to be repeated. The method presented to us by Nietzsche in order to prevent the repetition of this event is to be a "Good Acrobat". The good acrobat in question is the one who can stay on the tightrope, that is, who can master the necessary thinking skills and tactics. It can be said that the range that the P4C activity wants to reach is also similar, and that it adopts the necessary thinking skills and tactics. At this point, we can say that this study aims both to reveal the attacks we mentioned, and to show resistance against these attacks, and also to reveal the strategies that the history of philosophy can develop against these attacks in a way that relates them to P4C activity, specific to Plato and Nietzsche.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Etik |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 18 Ekim 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 20 Ekim 2023 |
Gönderilme Tarihi | 26 Temmuz 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 22 Sayı: 3 |
e-ISSN: 2645-8950