Atışma;
hayatın gerçeğini ifade eden bir sözlü nazım türüdür. Karşı karşıya gelen iki
âşık birbirlerine karşı üstünlük elde etmek ve rakibi sözle alt etmenin yollarını
ararlar. Öncelikle karşılıklı olarak birbirlerini selamlarlar. Daha sonra
dinleyicilerin hal ve hatırını sorarak onları onurlandırlar. Selamlaşma faslı
bittikten sonra asıl icraya başlarlar. Karşı taraftaki kim olursa olsun,
düşünce ve sözleriyle onları tuzağa düşürmeye çalışırlar. Rakip aytıskerin söz
ve düşüncelerini boşa çıkarıp kendi söz ve düşüncelerini üste çıkararak birbirlerini
alt etmeye çalışırlar. Sözlerde güzellik, hikemilik, felsefilik, etkililik,
nükte ile ortaya çıkartılır. Kim bunları güncelleştirerek sözlerinin içine
katar ise o kazanmış olur. Atışılan konu ne kadar acı gerçekler olsa da bunu
halkın önünde söylemek zorundadır. Birbirlerine karşı hakarete varan sözleri
sarfederken de bunu tatlı bir muziplik içinde gerçekleştirirler. Atışmanın gereklerini
bilen halk, aytısçıların birbirleriyle mücadelesini anlayışla karşılar.
Aytısçılardan herhangi birisi rakibine karşı söyleyecek söz bulamadığında
yenilmiş olur.
Atışmada bir kaç tane âşık bulunabilir ama atışmalar
genellikle çifterli gruplar halinde yapılır. Bu durum Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan, İran
coğrafyası ile benzerdir.
Bu
türden sözlü halk şiiri, atasözleri gibi, 19. yüzyılda, Kazak müziğinin, din ve
törensel zincirlerden kurtarıldığı ve bağımsız bir halk sanatı olarak gelişmeye
başladığı bir dönemde ortaya çıktı. Bu dönem, halkın temel müzikal
geleneklerini - enstrümantal, şarkı ve akın - zenginleştiren ulusun gerçekten
ruhani bir rönesansı haline geldi.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Aralık 2018 |
Gönderilme Tarihi | 19 Kasım 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 40 |