Savaş yaşadığımız
dünyanın en temel gerçeğidir. İnsanlık tarihi boyunca paylaşımların, sınıflar
arası mücadelesi kitlesel savaşlara neden olmuştur. Savaşın kendi doğası, mantığı
içerisinde kalan insanlık için insancıl düşünce birkaç kez bütün halinde
kırılmıştır. İnsanlık tarihinin bu karanlık yüzü kitle iletişimin tüm araçları
ile beraber birer seyirlik oyun durumuna gelmiştir. Savaşlar sadece askeri
birer harekât olmaktan çıkmış, sivillerin diğer sivilleri öldürülürken izlediği
dramalar haline gelmiştir. Politik dünya ve politik kamera her zaman savaşın
içinden birer bir yayın yapamazlar. Bazen küresel sistemde yapılmaması,
gösterilmemesi gereken işaretler devreye girer. Gazetecilik, habercilik etiği
ile savaşın politik arka planı karşı karşıya kalır. Günümüzde savaşların şekil
değiştirmesi ile birlikte sıcak bölgeler dediğimiz çatışma alanları büyük
şehirlere de kaymaya başlamıştır. Siyasal sonuçlarının yanı sıra sosyal açıdan
da tüm dünyanın küresel göç dalgaları ile sarsılmasına yol açan yıkıcı savaşlar
artık karşımızdadır. Küresel savaşın diğer yüzü ise iç savaş ve terördür. Artık
terör de savaşın bir başka yüzü olarak kabul edilmektedir. Bütün bunların
tanığı olan ve tarafsızlığına dair beklentilerimiz olan ise yine gazeteciler,
belgeselciler ve muhabirlerdir. Onların yaşamlarını adadıkları belgelemek
mesleği, bizim için dünyanın diğer tarafından haber almak anlamına gelmektedir.
Çalışmada aktarılmaya çalışılacak olan savaşın araçları ile belgeselcilerin
karşılaştığı sorunlardır. Savaşı görsel dünyada belgelemenin koşullarını, sinema
dili ile anlatmanın güçlükleri üzerinden gidilmiştir. İncelenen kavramlar
savaş, döngüsel ve küreselleşme, kapitalizm, politik kamera üzerinden incelenecektir.
Makalede Görsel Hikâyeleme yöntemi ile
belgesel anlatı kavramı üzerinde
durulmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mart 2019 |
Gönderilme Tarihi | 2 Ocak 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 41 |