İsim verme ve lakap takma bütün toplumlar ve kültürlerde insanın yaratılışı ile ortaya çıkmıştır. İsimler, toplumdan toplama değişmekle birlikte genellikle kişilerin birinci derecede yakınları tarafından verilirken lakaplar kişilere arkadaşları veya çevresi tarafından verilir. Bu sonradan isimlendirme, bir taraftan kişinin karakterini, toplumdaki konumunu, yaptığı işi, çevresiyle ilişkisini, etnik kökenini yansıtırken diğer taraftan lakabı verenlerin de kişiye bakışını, ona verdiği değeri, toplum içindeki gördüğü konumu veya görmek istediği konumu ile bu çevrenin sosyal ve kültürel durumu gibi özellikleri de yansıtır. Bazı isimler ve lakaplar insanları ve toplumu yönlendirmek amacıyla konmuştur, bazıları ise yaptığı kötü bir iş ve yanlıştan dolayı yergi amacı taşır. Bazıları tarihi özellikler taşır ve hem kişiye hem çevresine unutulmaması gereken tarihe veya tarihi şahsiyetlere vurgu yapar, bazıları sadece geleneğin gereği konmuştur ama altından bir milletin miti çıkar. Bu isim ve lakapların özgün şeklinde bulunan veya sadece kullanımda eklenen ekler de dil incelemesinde önemlidir. Koyan kişinin isim koyduğu ve lakap taktığı kişiye olan yakınlığı, bakışı, verdiği değer sezilir. Bazılarında toplumun başka toplumlarla ilişkisi, ilişkinin yönü ve derecesi görülür. Toplumların aynası olan edebi eserde ise durum aynı olmakla birlikte biraz farklılık arz eder. Edebi eserlerdeki kişilerin lakapları, bir taraftan bahsettiğimiz özellikleri yansıtırken diğer taraftan yazarın dönem, kişiler, kişilerin edebi eserdeki diğer kişilerle ilişkisini hatta yazarın siyasi, sosyal ve edebi bakışını da yansıtır. Bu gerçekler dikkate alınarak Beksultan Nurjekeulı’nın “Ey, Dünya Ey!” romanında kullanılan lakaplar ve isimler ele alınmış, lakap ve isimler dışında bu konuyla ilişkili olarak kişilerin yakınlarının isimlerini kullanırken yaptıkları tasarruf ve değiştirmeler de incelenmiştir.
Lakap takma isimlendirme isim koyma geleneği 1916 Kazak Katliamı göç.
Naming and nicknames emerged with the creation of man in all societies and cultures. Generally, names are given by the first degree relatives of the people and it’s varying from society to the society. Nicknames are given to the people by their friends or their environment. This subsequent naming on the one hand, reflects the person's character, position in society, his job, his relationship with his environment, his ethnic origin, and on the other hand, it reflects features such as the viewpoint of those who give the nickname, the value he gives to him, the position he sees in society or the position he wants to see, and the social and cultural situation of this environment. Some names and nicknames are meant to guide people and society; moreover, some of them are satirical for a bad deed and wrongdoing. Some of them have historical features and emphasize both the person and his environment and on the history or historical figures that should not be forgotten. Some of them are just the necessity of the tradition, but the myth of a nation emerges from it. The appendices that are in the original form of these names and nicknames are also important in language analysis. The closeness, look and value of the person named and nicknamed by the person can be perceived. Besides these, the relationship of the society with other societies, the direction and degree of the relationship can be seen. In the literary work, which is considered the mirror of societies, the situation is the same, but it differs a little. The nicknames of literary works on the one hand, reflect the characteristics we have mentioned and on the other hand, they reflect the relationship of the author with the other people in the literary work, and even the political, social and literary perspective of the author. Considering these facts, Beksultan Nurjekeuli's "Ey, Dunya Ey" the nicknames and names used in the novel were discussed, and the savings and changes made by individuals using the names of their relatives in relation to this subject were also examined.
Nicknaming naming naming tradition 1916 Kazakh Massacre immigration
Именование и прозвища появились с сотворением человека во всех обществах и культурах. Как правило, имена даются родственниками людей первой степени родства, и это варьируется от общества к обществу. Прозвищу людям дают их друзья или их окружение. Такое именование, с одной стороны, отражает характер человека, положение в обществе, работу, отношения с окружающей средой, этническое происхождение, а с другой стороны, оно отражает такие особенности, как точка зрения тех, кто дает прозвище, ценность, которую он придает ему, положение, которое он видит в обществе или положение, которое он хочет видеть, а также социальная и культурная ситуация в этой среде. Некоторые имена и прозвища предназначены для руководства людьми и обществом, более того, некоторые из них являются сатирическими над плохими поступками и проступками. Некоторые из них имеют исторические особенности и делают упор как на человека, так и на его окружение, а также на историю или исторические личности, о которых нельзя забывать. Приложения в оригинальной форме этих имен и псевдонимов также важны при анализе языка. Можно ощутить близость, внешний вид и ценность человека, которого назвал человек. Помимо этого, можно увидеть отношения общества с другими обществами, направление и степень взаимоотношений. В литературном творчестве, которое считается зеркалом обществ, ситуация такая же, но немного отличается. Прозвища литературных произведений, с одной стороны, отражают характеристики, которые мы упомянули, а с другой стороны, они отражают отношения автора с другими людьми в литературном произведении и даже политическую, социальную и литературную перспективу автора. Принимая во внимание эти факты, были обсуждены прозвища и имена, использованные в романе Бексултана Нуржекеевича «Эй, Дуня Эй», а также были изучены сбережения и изменения, сделанные людьми, использующими имена своих родственников в отношении этой темы.
прозвище именование традиция именования казахская резня 1916 года иммиграция
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dilbilim |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2021 |
Gönderilme Tarihi | 23 Temmuz 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 51 |