The present study aimed to investigate the effect of hope and the meaning in life on subjective well-being in univesity sample. In addition to this, examination of subjective well-being in terms of gender and class level variables was also aimed. The sample of the study included 285 university students. Of these students, 214 75% were female and 71 25% were male. To collect the data, Personal Data Form, Subjective Well-Being Scale, Hope Scale and Meaning in Life Questionnaire were used. Obtained data were analysed through SPSS 15.0. software. Pearson correlation coefficient, multiple linear regression analysis, Mann Whitney-U test and the Kruskal Wallis H test were utilized in the analysis of the data. Results of the analysis showed that the hope and the dimensions of meaning in life namely “existence of the meaning” and “pursuit of meaning” were significant predictors of the subjective well-being. Subjective well-being did not vary in terms of the students’ gender, on the other hand there were significant differences by class-level.
Subjective well-being hope meaning in life pursuit of meaning
Bu araştırma üniversite örnekleminde umut ve yaşamda anlamın öznel iyi oluş üzerindeki etkisini incelemeyi amaçlamaktadır. Bunun yanında öznel iyi oluşun cinsiyet ve sınıf düzeyi değişkenleri açısından incelenmesi de amaçlanmıştır. Çalışma grubunu 214’ü kız % 75. , 71’i erkek % 25 olmak üzere toplam 285 öğrenci oluşturmuştur. Veri toplamak amacıyla, Demografik Bilgi Formu, Öznel İyi Oluş Ölçeği, Umut Ölçeği ve Yaşamda Anlam Ölçeği kullanılmıştır. Toplanan veriler SPSS 15.0 versiyonu ile analiz edilmiştir. Analizlerde Pearson korelasyon katsayısı tekniği, çoklu doğrusal regresyon analizi, Mann Whitney U testi ve Kruskal Wallis H testi kullanılmıştır. Analizler sonucunda elde edilen bulgular, umudun ve yaşamda anlamın boyutları olan “anlamın varlığı” ve “anlam arayışı” nın öznel iyi oluşun anlamlı birer yordayıcısı olduğunu göstermektedir. Öznel iyi oluş düzeyi cinsiyet açısından farklılaşmamaktadır, sınıf düzeyi açısından ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Cilt: 20 Sayı: 3 |