İnsan, derinliği anlamlandırmasını sağlayan bazı ipuçlarını deneyimleri sonucunda öğrenir. Bu nedenle iki boyutlu düzlem üzerindeki resim veya tasarım gerçeği kadar derinliğe sahip olmasa da üç boyutlu olarak algılanır. Bunun sonucunda mekân algısı gerçekleşmiş olur. İki boyutlu tasarım yüzeyi üzerinde yaratılan üç boyutlu mekân yanılsaması, derinlik, boyut, perspektif, renk ve ton gibi tasarım öğelerinin bilinçli kullanımıyla elde edilmektedir. Bu araştırmada tasarım öğesi olarak mekânın kullanımı ve Escher’in tasarımlarındaki matematiksel temelin paradoksal mekân kurgularına etkisi ilişkilendirilmiştir. Özellikle görsel algılama ile ilgili konular kapsamında oldukça fazla çalışma ortaya koyan Escher, tasarımlarında bilinen bütün gerçeklikleri, var olan algıları ve kuralları yerle bir eden döngüsel bir yol izlemiştir. Bu nedenle burada, iki boyutlu yüzey üzerinde, etkili bir perspektif kullanımıyla üç boyutlu figür ve mekân yapıları oluşturduğu kurgusal çalışmalarıyla ele alınmıştır.
Man learns certain cues that help him making sense of depth, through his experiences. Thus an image or a design on a two-dimensional plane is perceived three-dimensionally although it has no depth as its real object has. A spatial perception, therefore, is created. Three-dimensional spatial illusion created on a two-dimensional surface of design is achieved by making consciously use of designing elements such as depth, size, perspective, color and tonal values. The use of space as a designing element and the impact of the mathematical basis in Escher’s images on paradoxal spatial compositions have been linked together in this study. Escher who created a great number of works, especially with the themes about visual perception, followed a cyclical path which destroyed all the known realities and broke the existing perceptions and rules in designing. For this reason he has been discussed here with his fictional works with three-dimensional figures and spaces he created with an impressive use of perspective on two-dimensional surface.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Sayı: 4 |