We see that the branches of science that examine the existence of the universe and human beings explain these concepts with different perspectives and interpretati-ons, and they deal with the cause-effect relationship in physics and metaphysical con-texts. Benefiting from their rich knowledge of tafsir, hadith, philosophy, psychology and astronomy from these branches of science, they brought an explanation to the subjects from their own side, and left a controversial product on the field. Sufism, as one of these branches of science, occupies a different position from all other fields with its understanding of creation and the essence of the universe, which puts people in the center. The thought system of Hallâj-ı Mansûr, one of the pioneers of "love", "love" and "shatahat" of Sufism, has also gained a solid place in the plane of man and the universe. While dealing with the concept of Nur-u Muhammediyye and the star-ting point of creation, it creates a link between the concepts of universe, light, love, light, human and divine love. In this study, the concept of Nur-u Muhammediyye, whose foundations were laid by Hallâj-ı Mansûr, was examined in terms of making sense of the universe-human concepts, and the subject was tried to be discussed by bringing various explanations about the nature and formation of creation. Philosophy-mystical thought will be discussed in a comparative way by referring to the interpreta-tions of philosophers such as Fârâbî, İbn Sînâ and Ibn Rushd on the concepts of hu-man, universe and creation in the light of philosophical expansions.
Öz
Kâinat ve insanın varoluşunu inceleyen ilim dallarının bu kavramları farklı pers-pektif ve yorumlarla açıkladığını, neden-sonuç ilişkisini fizik ve metafizik bağlamlarda ele aldıklarını görmekteyiz. Bu ilim dallarından tefsir, hadis, felsefe, psikoloji, astro-nomi zengin bilgi birikimlerinden yararlanarak konulara kendi cenahlarından bir açık-lama getirirken sahaya tartışmaya açık bir ürün bırakmışlardır. Tasavvuf da bu ilim dallarından biri olarak yaratılış ve kâinatın özü konusunda insanı merkeze alan anlayı-şıyla diğer tüm alanlardan farklı bir pozisyonda bulunur. Tasavvuf ilminin aşk, mu-habbet, şatahat öncülerinden olan Hallâc-ı Mansûr’un düşünce sistemi de insan ve kâinat düzleminde kendisine sağlam bir yer edinmiştir. Hallâc; Hakikat-i Muhamme-diyye kavramı ile yaratılışın başlangıç noktasını ele alırken kâinat, hakikat, nur, aşk, ışık, insan ve ilahî sevgi kavramları arasında bir bağ kurmakta, “Ene’l-Hakk” ifadesi ile dinî tecrübenin insan eksenli derunî yönünü göstermekte, “O, O’dur” düşüncesi ile yaratılışın gizli mahiyetine değinerek kendine özgü bir tevhid anlayışı oluşturmaktadır. Lâhût ve nâsût kavramlarına getirdiği açılımlarla insan, kâinat ve yaratılış eksenini belirli bir çerçeve ile sınırlandırarak tevhid akidesini bu temele dayandırmaktadır. Bu çalışmamızda Hallâc-ı Mansûr’un temellerini attığı Hakikat-i Muhammediyye kavramı ile kâinatın yaratılışına, “Enel’l-Hakk” ifadesi ile mistik tecrübenin insanın gizli ve güçlü özelliklerine, “O, O’dur” düşüncesi ile yaratılışın mahiyeti ve oluşumuna, lâhût ve nâsût ilişkisi çerçevesinde oluşturduğu tevhid akidesine değinilmeye çalışılacak, felsefî açılımlar nezdinde Fârâbî, İbn Sînâ ve İbn Rüşd gibi filozofların insan, kâinat ve yaratılış kavramlarına getirdikleri yorumlara değinilerek felsefe-tasavvuf düşüncesi mukayeseli bir şekilde ele alınacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 22 Haziran 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 25 Haziran 2023 |
Kabul Tarihi | 17 Mayıs 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
Kocaeli İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Kocaeli Journal of Theology is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International Licence.