İslam düşünce tarihinde doğruluk, kesinlik ve gerekçelendirme meseleleri özellikle bazı dönemlerde yoğun bir şekilde ele alınmış, ancak sonraki süreçlerde bu konulara yönelik ilgi belirgin şekilde azalmıştır. Günümüzde yürütülen birçok tartışmanın temelde bilgi sorununa dayanıyor olması, aslında bu meselelerin yeniden ele alınmasını gerekli kılmaktadır. Nitekim bilgiye ulaşma yollarından biri olan haber, İslam epistemolojisinin en tartışmalı konularından biridir. Bir rivayetin haber değerini tespit etmek, aynı zamanda onun epistemik statüsünü ortaya çıkaracak; bu sayede dinî bilginin en önemli parçalarından biri olan hadis rivayetlerinin objektif kriterler çerçevesinde değerlendirilmesine imkân sağlayacaktır. Bu durum, sadece hadis ilmi açısından değil, kelâm ve usûl-i fıkıh gibi disiplinler için de merkezi bir önem taşımaktadır. Hadis rivayetlerinin İslamî epistemoloji bağlamında temellendirilme çabası, özellikle hicrî dokuzuncu asırda yaşamış olan İbn Hacer el-Askalânî’nin Nüzhetü’n-nazar adlı eserinde açıkça görülebilir. Onun yaptığı tanımlamalar ve tasnifler, rivayetlerin haber değeri üzerinden bilgi değeri kazanma sürecine dair önemli ipuçları sunmaktadır. Bununla birlikte, klasik dönemde hadislerin imânî ve amelî alanlardaki bilgi değerine ilişkin epistemolojik tartışmalar sistematik bir çerçevede tam anlamıyla yerleşmemiştir. Bu sebeple rivayetlerin güvenilirliğini, bağlayıcılığını ve özellikle itikadî konularda ne ifade ettiğini sistematik olarak belirleme çabaları çoğu zaman sınırlı ve dağınık kalmıştır. Modern dönemde bu eksikliği gidermeye yönelik bazı önemli çalışmalar yapılmıştır. Hansu’nun Mütevatir Haber adlı eseri ile Koçkuzu’nun Haber-i Vâhidlerin İtikâdî ve Teşrî Değeri başlıklı çalışması, klasik literatürde eksik kalan birçok hususu ele alarak konunun yeniden sistematik biçimde tartışılmasına katkıda bulunmuştur. Ancak, mütevatir haber kategorisine girmemekle birlikte sağlam isnad zincirlerine dayanan ve İslam düşüncesinde “meşhur haber” olarak bilinen rivayetlerin bağlayıcılığını ortaya koyma meselesi, halen tartışmaya açık alanlardan biri olarak önemini korumaktadır. Zira bu tür haberlerin hangi ölçüde bilgi değeri taşıdığı hem itikâdî meselelerde hem de şer‘î hükümlerin belirlenmesinde doğrudan belirleyici bir rol üstlenmektedir. Bu makale, kesinlik mefhumu çerçevesinde kelâm, usûl-i fıkıh ve hadis disiplinlerinin genelde “haber”, özelde ise “meşhur haber”in epistemik değeri hakkındaki yaklaşımlarını konu edinmektedir. Çalışmanın amacı, yapılan haber tasnifleri arasındaki farklılıkları ve yaklaşım biçimlerini ortaya koymak; bu çerçevede özellikle “meşhur haber”in bilgi değerine ilişkin değerlendirmeleri kısa analizlerle inceleyerek, rivayetlerin özellikle itikâdî ve amelî alanlardaki bağlayıcılığını daha bütüncül bir çerçevede irdelemektir. Böylelikle hadis rivayetlerinin yalnızca sıhhat yönünden değil, hüküm çıkarma ve iman alanındaki bilgi değeri açısından da nasıl değerlendirilebileceği tartışmaya açılmakta ve disiplinler arası bir yöntem önerisi geliştirilmesi hedeflenmektedir.
Bu çalışma, yazarın Dr. Öğr. Üyesi Abdülkadir Palabıyık danışmanlığında Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde hazırlamakta olduğu doktora tezinden üretilmiştir Bu çalışma, etik kurul izni gerektirmeyen nitelikte olup kullanılan veriler literatür taraması/yayınlanmış kaynaklar üzerinden elde edilmiştir. Çalışmanın hazırlanma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyulduğu ve yararlanılan tüm çalışmaların kaynakçada belirtildiği beyan olunur.
Throughout the history of Islamic thought, truth, certainty, and justification have been addressed intensively, particularly during specific periods. However, interest in these topics has significantly diminished in subsequent eras. The fact that many of today's debates are based on the problem of knowledge actually necessitates a reexamination of these issues. Indeed, khabar (report), one of the ways of accessing knowledge, is one of the most controversial topics in Islamic epistemology. Determining the epistemic value of a report not only establishes its status as knowledge but also provides a framework for assessing ḥadīth reports—one of the most essential components of religious knowledge—according to objective criteria. This is of central importance not only for the science of hadith, but also for disciplines such as kalam and usul al-fiqh. The effort to ground hadith narrations within an Islamic epistemological framework is clearly evident in the work Nuzhat al-Nazar work by Ibn Hajar al-Asqalani, who lived in the ninth century AH. His definitions and classifications offer significant insights into how transmitted reports acquire epistemic value. However, epistemological debates regarding the informational value of hadiths in the classical period, in terms of faith and practice, were not fully established within a systematic framework. For this reason, efforts to systematically determine the reliability and binding nature of narrations, mainly what they signify in matters of belief, have often remained limited and scattered. Some important studies have been conducted to address this deficiency in the modern era. Hansu's work titled Mütevatir Haber and Koçkuzu's study titled Haber-i Vâhidlerin İtikâdî ve Teşrî Değeri have contributed to the systematic reexamination of the subject by addressing many issues that were lacking in classical literature. However, the issue of establishing the binding nature of narrations known as "famous reports" in Islamic thought, which are based on reliable chains of transmission but do not fall into the category of mutawatir reports, remains an important area of debate. This is because the extent to which such reports carry informational value plays a decisive role in matters of belief and determining legal rulings. This article examines the approaches of the disciplines of kalam, usul al-fiqh, and hadith to the epistemic value of "khabar" in general and "al-khabar al-mashhūr" in particular within the framework of the concept of certainty. The study aims to reveal the differences and approaches between the classifications of reports made; within this framework, it seeks to examine the assessments of the informational value of "well-known reports" through brief analyses, thereby exploring the binding nature of narrations in the doctrinal and practical spheres within a more comprehensive framework. Thus, the study opens up a discussion on how hadith narrations can be evaluated in terms of their authenticity and informational value in the areas of ruling and faith, and aims to develop an interdisciplinary methodological proposal.
This study is derived from the author’s doctoral dissertation being prepared at the Institute of Social Sciences, Dokuz Eylül University, under the supervision of Assist. Prof. Dr. Abdülkadir Palabıyık. This study does not require ethics committee approval, as the data used were obtained through a literature review and published sources. It is hereby declared that scientific and ethical principles were observed during the preparation of the study, and all referenced works are duly cited in the bibliography.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Hadis |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 17 Eylül 2025 |
| Kabul Tarihi | 1 Kasım 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 27 Aralık 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 9 Sayı: 2 |
![]()
Kocaeli İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Kocaeli Journal of Theology is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International Licence.